Daha az sosyal harcama, daha çok vergi: Bütçenin şifreleri!
2025 yılı merkezi yönetim bütçe teklifi TBMM’ye sunuldu. Bütçe teklifi kasım ayında komisyonda aralık ayında ise Meclis Genel Kurulunda görüşülecek. Ülkenin yoğun ve hızla değişen gündemi nedeniyle bütçe konusu pek gündeme gelmiyor ancak bütçe 2025 yılında halk sınıflarının yaşayacağı zorluklarının da bir aynası gibi.
Bütçe bir yıl boyunca yapılacak hükümet harcamalarını ve hükümet gelirlerini/kaynakları gösterir. Bütçe bir yandan kamu harcama ve transferlerinin bileşimi öte yandan vergilerin dağılımı ile gelirin yeniden dağılımının en önemli aracıdır. Bütçe piyasada oluşan birincil gelir dağılımına müdahale etmenin ve geliri yeniden bölüştürmenin en önemli aracıdır. Devlet kamu harcaması ve transferi yaparken de vergi toplarken de sınıfsal tercihler yapar ve bu tercihler sonucunda gelir yeniden bölüştürülür. Bütçe doğrudan ideolojik ve sınıfsal tercihleri yansıtan, siyasi iktidarların toplumsal tercihlerini ve önceliklerini ortaya koyan en önemli araçlardan biri. Bütçe hükümetin kimin yararına harcama yapacağını, önceliklerinin hangi alanlarda yoğunlaşacağını, kimi ne oranda vergilendireceğini ortaya koyar. Bütçe bir siyasal iktidarın somut iş programıdır.
Bu yazımda karmaşık teknik yönlerinden mümkün olduğunca uzak durarak 2025 bütçesinin harcama ve gelir kalemlerini sosyal politika ve hükümetin toplumsal tercihleri açısından ele almaya çalışacağım.
2025 yılı merkezi yönetim bütçe harcamaları 14,7 trilyon olarak teklif edildi. 2024 yılı merkezi yönetim bütçesi harcamalarının 11,2 trilyon olarak gerçekleşmesi tahmin edildiğine göre bütçe harcamalarının yüzde 32 civarında artması bekleniyor. Bütçede vergi gelirlerinin 11,1 trilyon olması hedefleniyor. 2024 yılı vergi gelirleri gerçekleşme tahmini 7,6 trilyon olduğu için vergi gelirleri artışı beklentisinin yüzde 46,5 olacağı görülüyor. Bütçede faiz giderlerinin 1 trilyon 950 milyar olması hedefleniyor. Faiz gidenlerindeki artışın da yüzde 50’nin üzerine çıkacağı öngörülüyor. Öte yandan 2025 yılı için GSYH artışı yüzde 39 olarak hedefleniyor. Bu durumda 2025 yılı için Orta Vadeli programda yer alan yüzde 17,5 enflasyon hedefi ile bütçe büyüklükleri arasında ciddi uyumsuzlukların olduğunu söylemek mümkün. Hükümetin bir yandan talebi ve tüketimi kısması öte yandan yüzde 46,5 gibi bir vergi artışı öngörmesi oldukça tartışmalı.
Öte yandan vergi ve faiz artışları sırasıyla yüzde 46 ve yüzde 50 civarında öngörülürken toplam merkezi yönetim bütçe harcamalarının yaklaşık yüzde 32 olması hükümet harcamalarının ciddi bicinde kısılacağını gösteriyor. Faizler düşüldüğünde hükümet harcamalarının oranı daha da düşüyor. Kısaca hükümet düşük harcama yapmayı ve yüksek vergi geliri toplamayı hedefliyor. Bunun basit ifadesi bütçenin vatandaşın refahını artıcı kısımlarının daralması, vatandaşın kullanılabilir gelirini düşürücü yanının büyümesidir. Kısa ve net söylemek gerekirse, bütçe halkın refahını artırmak bir yana düşürücü özelliklere sahiptir.
Öte yandan yüzde 17,5 enflasyon hedefi de dikkate alındığında bütçe dışında da gelir kısıcı politikalara, ücretleri düşürücü politikalara devam edileceği görülüyor. Hükümetin enflasyon hedeflerine yaklaşması için bir yandan bütçenin gelir ve harcama artış oranları arasındaki makas büyütülecek, öte yandan birincil gelir dağılımı aşamasında da ücretler düşürülecek.
Bütçenin alameti farikası hükümet harcamalarının düşürülmesi ve vergilerin........
© Birgün
visit website