menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Görmek: Alegori ustasından sessiz bir isyan

19 1
30.03.2024

Üzerinden daha bir yıl geçmeden yeniden sandığa gittiğimiz bugünlerde aklıma uzun yıllar önce okuduğum bir roman takıldı: Görmek.

Nobel ödüllü usta edebiyatçı José Saramago’nun elinden çıkmış olması kadar, demokrasilerde seçmenin oy hakkını merkezine alan konusuyla tam da bu günlerde okunacak ve üzerine uzun uzun düşünülecek bir kitap.

Daha önce Saramago okumayanlar için en baştan bir uyarıda bulunayım; Saramago’nun hiç paragrafsız, düz yazı gibi görünen kitapları gözünüzü korkutabilir ama korkmayın. Saramago’nun sisteme olan isyanının belki de kişisel bir yansıması olarak eserlerinde, nokta ve virgül dışında hiç noktalama işareti (ne bir soru ne de bir tırnak işareti) kullanmayışı yüzünden pek çok okur zorlanıyor.

Ancak bilin ki, o dümdüz gibi görünen satırların aralarında sıradanmış gibi görünen kahramanlar, monolog gibi görünen diyalogların içeriğinde de çok anlamlı konuşmalar ve olağanüstü olaylar var. Kendinize biraz zaman tanıyın; pes etmez de ilk yirmi-otuz sayfayı aşarsanız yazarın yanıtını aradığı sorunun büyüsüne kapılacak ve açıkça söyleyeyim finalde çok daha büyük sorularda karşı karşıya kalacaksınız.

Bu arada benim gibi ikinci kez okuma yapacaklar, daha şanslılar. Artık dilini bildiğiniz, üslubuna aşina olduğunuz yazarın yaptığı göndermeleri, atıfları fark edecek ve yazarın alegori konusundaki ustalığına şapka çıkaracaksınız.

Romanın konusu okuyucu için daha en baştan ilginç. Adı belirsiz bir ülkenin başkentinde seçim günü bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başlayınca birkaç kişi dışında kimse oy kullanmaya gitmiyor. Bu durumu biz; ondört numaralı oy verme bürosunda yaşananlarla öğreniyoruz; görevliler giderek tedirgin oluyor, hatta sandık kurulu başkanı karısının gelip gelmeyeceğinden bile endişe ediyor.

Ancak öğleden sonra bir şeyler değişiyor, saat dörtte insanlar oy kullanmaya akın ediyor. Niye? Anlatıcının kitap boyunca iktidardan yana tutumunu hiç onaylamadığı medya da elbette bu sorunun peşine düşünüyor. Verilen cevapların bazılarını paylaşacağım ve daha sonra Saramago’nun demokrasiye yönelik eleştirilerine değinip, birlikte değerlendirmenizi önereceğim.

Soru: Oy kullanmaya gitmek için sizi saat on altıda evden çıkaran ne, herkesin aynı anda sokağa çıkmış olmasının inanılmaz olduğunu düşünmüyor musunuz?

Bazı yanıtlar: Bizler özgür yurttaşlarız ve eve canımız istediği saatte girip çıkarız. Bu kadar saçma sorular sormak için size kaç para maaş veriyorlar? Size yanıt vermek zorunda olduğumu hangi yasa yazıyor?

Asıl olay bu aşamadan sonra başlıyor; vatandaşların oy kullanmamaya gitmemesinin şaşkınlığı oy kullanmaları ile dağılırken, çıkan sonuçlar korkuyu artıyor. Çünkü, sandıklardan çıkan geçerli oy oranı yüzde 25’e bile ulaşmıyor.

Oyların yüzde 75’inden fazlası “beyaz oy” yani geçersiz. Bunun üzerine hükümet anayasal hakkını kullanıyor ve seçimleri bir hafta sonra yenileme kararı alıyor. Bu kez insanlar normal bir şekilde, sabah erkenden oylarını kullanmaya başlıyor, ancak sonuçlar ilkinden daha da şaşırtıcı. Herkes anayasal hakkını kullanmış; seçime katılmayan sıfır, boş pusula oranı yüzde 83!

Komplo teorileri başlıyor tabi. Mesela........

© Bianet


Get it on Google Play