İşçi sınıfı için yeni bir bahar mı? - 1
Geleneksel olarak Uluslararası İşçi Günü olarak kutlanan 1 Mayıs'ta insanlar, emeğin gücünü ve toplumda sermayeye karşı verdiği ezeli mücadeledeki önemini desteklemek üzere harekete geçmektedir. Dünyanın dört bir yanındaki yürüyüş ve gösterilere katılmanın yanı sıra, işçi sınıfı örgütlerinin 21. yüzyılda ne kadar iyi durumda olduğunu düşünmemiz için de bir fırsattır.
Önce kötü haber. Neoliberalizm politikalarının tüm büyük ekonomilerde hükümetler tarafından dayatıldığı ve dünyanın geri kalanında da sıklıkla takip edildiği 1980'lerden itibaren, çoğu ülkede emeğin milli gelirdeki payı düşmüştür.
Bu birkaç faktörün sonucuydu. 1960'larda ve 1970'lerde sermayenin karlılığı küresel olarak keskin bir şekilde düştü. Sermaye artık ücretlerden, sosyal yardımlardan ve kamu hizmetlerinden taviz vermeyi göze alamıyordu. Artık özelleştirmeler, sendikaların ve işçi haklarının zayıflatılması, zenginlerden alınan vergilerin azaltılması ve sanayinin dünyanın daha ucuz işgücüne sahip bölgelerine kaydırılarak istihdamın azaltılması gündemdeydi.
İşyerinde işçilerin sömürülmesi artmıştır. Ve daha yoğun çalışma, işçi haklarının kuralsızlaştırılması ve daha fazla otomasyon yoluyla emeğin üretkenliğindeki herhangi bir artış, çoğunlukla işletme sahipleri için kâra dönüştü. Emeğin payının düşmesinde, kapitalist üretimde yaşanan ve işçilerin ücret ve istihdam pazarlıklarındaki gücünü zayıflatan bir dizi düşüş de etkili olmuştur. Kuzey Amerika, Avrupa ve Japonya'nın zengin ekonomilerindeki firmalar, karlılıklarını arttırmak için üretim faaliyetlerini yoksul “Küresel Güney”e kaydırdı.
"Küreselleşme" olarak adlandırılan bu süreç, büyük ekonomilerdeki ücretlerin ve sosyal hakların yurtdışında elde edilen karlara yetişemediği ve yabancı şirketler üretimi artırmak için en son teknolojiyi kullanırken daha yoksul ekonomilerde işçi ücretlerinin düşük tutulduğu anlamına geliyordu. Büyük ekonomilerdeki kapitalist üretim, ağır mühendislik, çelik, otomobil vb. gibi geleneksel sektörlerden giderek ticari ve finansal sektörlere kaydı. Kârlılık küresel olarak arttı ve emeğe giden gelir payı geriledi.
Emeğin küresel gelirden aldığı payın azalmasındaki bir diğer kilit faktör de sendikal örgütlenmelerin gerilemesidir. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) rakamlarına göre, gelişmiş ekonomilerde çalışanların oranı olarak sendika üyelerinin sayısı 1970'te yüzde 33,9'dan 2019'da sadece yüzde 13,2'ye düşerek yarıdan fazla........
© Aydınlık
visit website