Medeniyet ve hayvan sevgisi
Evlerinin saçaklarına kuşlar için “Aşiyan” denilen küçük ahşap evler yapan, kapı girişlerindeki mermer veya taş basamaklara hayvanlar için su oyukları bıraktıran da biziz; Hayırsızada’da on binlerce köpeği aç susuz bırakıp öldüren de…
Tıpkı, Fatih Sultan Mehmet zamanında ellerinde kaplarla İstanbul sokaklarında dolaşıp, yerlerde gördükleri ifrazatın üzerine kül serpmekle görevlendirenin de; üzerinde gezindiğimiz, çoluk çocuğumuzu gezdirdiğimiz sokaklarımızı ifrazat ve çöp batağı haline getirenin de biz olduğumuz gibi…
Sokak hayvanları ile ilişkimiz, birbirimizle ilişkimizden farklı ve bağımsız bir konu değil. Burada meselenin özü doğa ve toplum ile ilişkilerimizi nasıl düzenlediğimizdir. Bu meselenin çözümü ile ilgili kurumsallaşmış ilişkilerin toplamına medeniyet diyoruz. Sokakta sadece köpekler yok, insanlar da yatıyor. Neresindeyiz bu işin? Soru budur.
Medeniyet tarihine baktığımız zaman, bir kültürün en incelmiş, etik ve estetik düzeyde en iyi işlenmiş haline ulaşabilmesinin, toplumun başta ekonomik olmak üzere yaşam şartlarının yükseltilebilmiş olmasıyla yakından ilişkili olduğunu görürüz. Bir başka deyişle, yukarıda olumlu davranış........
© Aydınlık
visit website