Demokratik rekabet yanılsaması
AK Parti ve CHP adaylarının harcadığı paralar illere ve seçilme iddiasına bağlı olarak değişmekle birlikte, milyonlarca liraları buluyor. Bu adaylar bu kadar zengin mi? Asgari ücretin 17 bin lira olduğu, emeklilerin on bin lira ile geçinmeye mahkûm edildiği bir düzende, bir siyasi iddia uğruna, belki de seçilemeyeceği bir makam için bu kadar parayı riske atabilen bu insanlar hangi meşru işleri yaparak bu kadar zengin olabiliyorlar?
Siyaset, kişisel zenginleşme için meşru ekonomik yollar bulamamış insanların gözünü doyurma, dünyalıklarını yapma aracı değildir. Seçmenlerin de bu tür insanlara kapılar açma, oy veriyor görüntüsü altında varlığını açlık çeken muhterislere armağan etmek diye bir vazifesi yoktur. Siyasetin öldüğü koşullarda yaşıyoruz. Çürüyen sistemlerde hiçbir kurum işlevsel kalamıyor. Bozuk düzende sağlam çark olmuyor.
Seçim öncesi yaptıkları masrafları, seçildikten sonra bizim faturalarımızdan, ihalelerden aldıkları ‘komisyonlardan’ yani millet için harcanması gereken kaynaklara el koymaktan çıkarmayı düşünen adayların yarıştığı bir kurtlar sofrası en çok kutuplaşmadan ekmek yiyor. Çünkü seçmenler kutuplaşma ortamında seçmen bütün sağduyusunu........
© Aydınlık
visit website