menu_open
Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Darbeci teğmen

27 32
23.11.2024

Türkiye’de asker-siyaset ilişkileri ve askeri darbeler konusunda ilginç önyargılar ve analitik yüzeysellikler var. Askerin darbe “geleneği” olduğu iddiası bunlardan biri örneğin. Askeri darbeler ile ABD arasında bir ilişki olduğu tezinin, bütün şartlardan münezzeh olarak uygulanmaya çalışılması ve 27 Mayıs’ın arkasında da ABD’nin aranması bir metodolojik toptancılık örneği mesela.

Darbeler birdenbire geliyormuş, öncesinde hiçbir emare vermiyormuş gibi yapılması da ilginç sonuçlara ulaşılmasına neden oluyor. Bu tuhaflıkların son örneği teğmenlerin mezuniyet töreni yemini bağlamında ortaya atılan darbecilik imaları oldu.

Normal şartlar altında bir ordudan bahsediyorsak, teğmen rütbesi ile darbeyi aynı cümlede kullanabilmek için akıl sağlığımızı kaybetmiş olmamız gerekir. Ancak sorunun akıl sağlığı değil, bilime konulan mesafe ve ideolojik körleşme olduğu görülüyor.

Güçlü bir felsefe geleneğimiz olmadığından, aydınlarımız kavramsallaştırma ve teorik soyutlama konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyorlar. Bu durum olguların bilimsel analizinde zaaflar yaratıyor: Her bir olayı tekil olarak algılama, ağaçlara bakmaktan ormanı görememe ve olgular arasındaki içsel bağlantıları kuramama…

Buna bir de aşırı siyasallaşmış bir toplum olmamız eklenince, iş iyice çığırından çıkıyor. Neden öyle olduğumuz ayrı bir tartışma konusu. Şimdilik bir cümleyle söyleyip geçelim. Türk Devrimi tamamlanmış bir süreç değil.

Bu nedenle hala siyasetin üzerine oturacağı temel........

© Aydınlık


Get it on Google Play