Aydının tutarlılık sorunu
Yaz aylarında insanın eli biraz daha rahat oluyor. Güncel kitapları bekletmeden alıp okuma şansı buluyorum. Geçenlerde Soner Yalçın’ın son kitabı Tağut’u okudum.
Yazar, İslamcılığın ideolojik etkisi altındaki yurttaşlarla laik kesim arasında bir diyalog kapısı açmaya çalışmış. Bu amaçla İslamcı aydınların kendi tabanlarını pekiştirmek için uydurduğu bazı yalanları çürütmeye ve tarihin İslamcı okumasının yanlışlıklarını ortaya dökmeye yönelmiş. Buraya kadar tamam. Fakat bir sorunla başlıyor çalışma.
Soner Yalçın’a göre İslamcıların aydını yok. Neden diye soramıyoruz. Çünkü yazar bize bir aydın tanımı yapmıyor. Yalçın Küçük’ten öğrenmiş olsa gerek. Beş cilt aydın üzerine tezler yazıp, aydın olan ile olmayanı ayırt eden bir kavramsal çerçeve çizmediğiniz zaman, kimin aydın olacağına karar vermek de sizin sırrınız oluyor.
Aydın kavramına salt olumlu değer yüklemekten gelen tipik bir hata bu. Oysa aydın nesnel bir kavram. Yani toplumsal karşılığı var. Örneğin Doğu Perinçek de Aydın ve Kültür adlı kitabında tartışıyor bu........
© Aydınlık
visit website