menu_open
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kitapların yalnızlığı

44 41
16.12.2024

Kapağı kırık, daha önce okunmuş bir kitabı okumuyorum ne zamandır. Elimdeki kitapların ilk sahibi benim ve muhtemelen son sahibi de ben olacağım. Kitapların elden ele gezdiği, ödünç verildiği, paylaşıldığı zamanlar geride kaldı.

Okunmaktan yıpranmış, kötü cildi dağılmış, kapağı kirlenmiş, kıvrılarak okunduğu için çatlayıp kırılmış, sayfaları sararmış, bazı satırlarının altları çizilmiş, kopan bir yaprak şeffaf bantla yapıştırılmaya çalışılmış haliyle elden ele gezen kitaplar nerede? Benim kütüphanemde birkaç tane var. Onları birer ilk gençlik hatırası olarak özenle saklıyorum. Erdal Öz’ün Gülünün Solduğu Akşam’ı, Orhan Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları bunlardan ikisi. Zaten çok da fazla olamazlar. Çünkü en sevdiğimiz kitaplar, elimizin altından en çabuk kaybolup giden kitaplardı o zamanlar. Birilerine ödünç verilir, sonra da geri gelmezlerdi.

Babam söylerdi hep, Anatole France’ın ünlü sözüymüş: ‘Kimseye kitap vermem, çünkü ben kütüphanemi başkalarından ödünç aldığım kitaplarla kurdum’. Kitapların böyle elden ele gezdiği zamanlar onların nesne olarak da kültürel olarak da çok daha değerli olduğu zamanlardı galiba. Nesne olarak değerliydiler, pahalıydı ve herkes alamıyordu ama kütüphaneler ve dostlar vardı daha çok okumak isteyenler için. Ve kendini yetiştirmek isteyen herkes okumak, daha çok okumak isterdi… O nedenle de iyi kitaplar elden ele gezerdi. Bazen herkesten daha iştahlı ve bencil bir Anatole France çıkardı çıkmasına ama bu iş böyleydi…

Kitaplar uzun yıllar saklanmak, tekrar tekrar okunmak üzere alınan........

© Artı Gerçek


Get it on Google Play