Olmayan eğitim politikalarımız hakkında
Ülkemizde İlk ve ortaöğretim seviyesinde 19 milyon civarında öğrencimiz ve 1 milyonun üzerinde öğretmenimizin bulunduğu eğitim sistemimizin; yazık ki sorunları hiç azalmıyor.
Ne değişen bakanlar ne de geliştirilen yeni eğitim politikaları eğitimimiz asıl sorunlarının başında olan eğitimdeki nitelik sıkıntısını çözmeye yetiyor.
Eğitim de fırsat eşitliği ve tabi uygulamadaki yetersizlikler için başka bir büyük ve önemli problemimiz.
Hiç araştırdınız mı bilmem ama bir çok ülkenin aksine bizim ülkemizin ulusal bir eğitim politikası yok. Her gelen bakan yada YÖK başkanı farklı bir yol çizmeye çalışarak zaten alt üst olmuş eğitim sistemini daha kötüye götürmekten başka bir işe yaramıyor.
Acilen Atatürk'ün kurduğu milli yerli bir ulusal eğitim politikası hayata geçirilmelidir. İsmet İnönün'ün 2. Dünya Savaşı'na girmememiz karşılığında, ülkemize ödettiği büyük bedel ile Fulbright Antlaşması'na derhal son verilmeli ve verilen büyük zararın en kısa sürede giderilmesi için devrim niteliğinde adımlar atılmalıdır. Bu sayede Türk eğitim sisteminin sürdürülebilirliği de sağlanmış olacaktır. Bakanların yada başkanların egolarına, anlayışlarına yada bağlı bulundukları yapılara göre değil Türk milli eğitim anlayışı ile eğitim öğretim sağlanmalıdır.
İşim gereği ülkemin her şehrini, her ilçesini görme, gezme ,tanıma ve kıyaslayabilme şansım olurken şuna da yakından tanık oldum ki merkezde ve mecrada her konuda olduğu gibi adalet ve fırsat eşitliği sıkıntısı yaşanıyor. Madem her çocuğumuz bu milletin bir evladı Ankara Çankaya’daki çocuğumuzla Van Özalp Yukarı Dönerdere Köyün'de okuyan çocuğumuz da aynı şartlara sahip olmalı.
En basit örnek........
© Anadolu Gazete
visit website