Bugün bir iyilik yapın, sadece...
Virüsten dolayı üç ay dükkanı açamayınca özlemiş herkes, saat üç oldu ve neredeyse dönerim kalmadı. Kasada paraları sayarken bir çocuk yanaştı.
-Abi kaç para dedi.
-Yarım beş, tam on dedim.
-Ya çeyrek diye sordu. Anladım o kadar parası yok, dedim,
-Sende ne kadar çıkar? Saymaya başladı ama hep 5-10 kuruş.
-Koy dedim paraları şuraya, sen geç otur masaya. Ustama seslendim:
-Yarım olsun, içine her şey konulsun, ayranda verin, azıcıkta tabağa patates ekleyin.
Çocuk dönerini yerken küçücük ayaklarına baktım. Çıkarmış ayakkabılarını, ayaklarını birbirine sürtüyor. Anladım ki üşümüş ısıtmaya çalışıyor. Bugün çok da yağmur yağıyordu, mübarek kuru yer bırakmıyordu.
Kendime bir çay söyledim, müsaade isteyip yanına çöküverdim.
-"Ayranı niye açmadın." dedim.
-Param yetmez ki abi dedi. -Namaz abdest ile, tavuk döner ayran ile dedim, açıverdim. İçti ne varsa, bitirdi tabağını da.
-Doymadın sen, getireyim bir daha ne dersin deyince benim yıllardır aklıma gelmeyen o muhteşem şeyi duydum kulaklarımla:
-‘’Elhamdülillah abi’’…
-Eeee anlat bakalım nereden geldin, nereye gidiyorsun, niye sokaklarda dolaşıyorsun? Annen-baban ne yapar, evin nerede? diye sordum. Eli ile işaret etti;
-Evimiz orası işte abi dedi. Benim dükkanın tam karşısında araya sıkışmış eski bir ev vardı. Ama orası uzun zamandır boştu. Tabii biz açmayınca dükkanı üç aydır........
© Akasyam
visit website