Patrikhane ve patrik - 2
Geçen hafta, Hrant Dink Vakfı’nın çıkardığı ‘Dar Gömlek: Türkiye’deki Ermeni Kurumlarının Sorunları ve Çözüm Önerileri’ başlıklı rapor ve bu raporda yer alan Patrik Maşalyan söyleşisi vasıtasıyla Türkiye’de Ermeni Patrikhanesi’ni ve patriklerin konumunu konuşmaya başlamış, bu hafta devam edeceğimizi söylemiştik. En son da Patrik Maşalyan’ın, o koltuğa oturmak için “süzgeçten geçmek” gerektiğine dair sözlerini aktarmıştım. Biz devletin patrik seçim sürecine getirdiği kısıtlamaları hep söyledik, söylüyoruz zaten ama bunu o koltuğa oturmuş olan birinin söylemesi önemli ve samimi bir kabullenme. Özellikle, son seçim sürecinde 150 yıl sonra birden akıllara düşen ‘mahsusluk’ şartını hatırlayacak olursak resim daha da netleşiyor. Ermeni toplumu içinden birileri ve devlet görevlileri ‘süzgeci’ bu sefer bu şekilde oluşturmaya karar vermişler demek ki.
Patrik Maşalyan’ın konu hakkındaki sözleri şöyle: “Kısacası ne devlet ne de cemaatin ileri gelenleri, hayırseverleri, devletle çatışmaya girecek ya da o çatışma görüntüsünü verecek, devlete meydan okuyormuş gibi duracak bir patrik istemiyorlar ve Patrikler de böyle seçiliyor zaten. Yani o süzgeçten, o filtreden geçtikten sonra buraya patrik olabiliyorsunuz.” (vurgu eklenmiştir.) Geçen hafta söylediğim gibi, bir temsilcinin en önemli görevi temsil ettiği kitlenin haklarını korumak, geliştirmektir ve yalnız Türkiye’de değil her ülkede hak aramanın yolu devletle hukuk, kanun yoluyla (eğer bunlar işliyorsa tabii) çatışmaktan geçer, çünkü her yerde insanların, toplumların haklarına en büyük saldırı devletlerden gelir. Demokrasi diye de tam da devletle haklar üzerinden çatışabildiğin, kendine devlet diyen insanlar karşısında hakkını arayabildiğin rejimlere denir. Dolayısıyla, ‘devletle çatışmayı’ korkutucu bir tabu gibi sunmak doğru değil.
İstanbul Ermeni Patrikhanesi’nin Osmanlı Devleti tarafından kurulduğu, hatta tarih içinde zaman zaman devletin bürokratik bir aygıtı gibi çalıştığı bir sır değil. Patrik Maşalyan, Patrikhane’ye yasal bir statü verilmesi gerektiğini........
© Agos
visit website