menu_open
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Gitmek zorunda olmamanın değerini bilmek

9 17
13.12.2024

Tarih boyunca dünyanın birçok yerinde, kabaca son on-on beş senedir de yakın coğrafyamızda meydana gelen savaşlar, katliamlar, etnik temizlikler, soykırımlar insana şunu düşündürüyor: İnsanın doğduğu veya yaşadığı yeri kendi isteği ve iradesi dışında terk etmek zorunda kalmaması aslında büyük bir nimet. Dünya nüfusunun bir kısmı bu güven hâlinden doğuştan yoksunken, çoğunluk böyle bir nimetin hiç farkında olmadan yaşıyor ve ölüyor. Yanı başımızda Suriye halkının çektikleri, son 15 aydır İsrail’in Gazzelilere yaptıkları ortada. İnsanları bir eşya, bir mal, bir meta gibi oradan oraya sürüklüyorlar. Bu tabii ki sadece bugün olan bir şey değil. Tarih boyunca insanlar hep bir yerden bir yere ya doğrudan gönderilmiş ya da zorluklar çıkarılarak terk etmeye zorlanmış – başka bir deyişle, kimi zaman zorla kimi zaman mecbur bırakılarak... Bunu yapan da çoğu zaman, kendilerine ‘devlet’ diyen örgütler olmuş.

Hiç düşündünüz mü, yarın sabah kalktığınızda belki de geri dönememek üzere gitmek, ev bildiğiniz yeri belki sonsuza kadar terk etmek zorunda kalsanız, hemen, birdenbire, ne yaparsınız, nereye gidersiniz? Özellikle yoksullar için büyük bir psikolojik yıkım ve çaresizlik hâli olsa gerek. Dediğim gibi, birçoğumuz bu ihtimali aklına dahi getirmiyor ama unutmamak gerekir ki mülteci durumuna düşenlerin de bir zamanlar tıpkı bizimki gibi normal ve rutin bir hayatları vardı, en azından onlara öyle geliyordu. Bu ihtimalin kuvvetli mi yoksa zayıf mı olduğu,........

© Agos


Get it on Google Play