menu_open
Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

LÛT KISSASININ ÇARPITILMASI (2)

16 0
20.01.2024

Lût, ‘Dernek toplantılarınızda, eğlence mekânlarınızda, kulüplerinizde erkek erkeğe cinsel ilişki peşinde koşarak cinselliğin doğal akışını engelliyorsunuz; cinselliği sadece erkekler arası ilişkiye indirgeyerek cinsel yaşamın doğal çizgisini görmezden geliyor, tanımıyor ve ısrarla kendi seçiminiz dışındakileri onaylamıyorsunuz.’[1] dedi. Lût’un uyarılarını dikkate almayan toplumu, ona ‘Ey Lût! Sürekli konuşuyorsun. Madem mekânlarımızdaki eğlencelerimiz, kulüplerimizdeki cinsel seçimlerimiz, salon toplantılarımızdaki cinsel ilişki biçimlerimiz hoş karşılanmıyorsa senin bahsettiğin sevgi, acıma ve adâlet sahipleri ile sağduyulu ve akıl sağlığını koruyan kimselerin başımıza geleceğini iddiâ ettiği sürekli doymazlık, ağız tadını kaybetme, dayak yemiş gibi beden acısı çekme, umutsuzluğa hapsolma ve içsel bunalımla dolma gibi belalar ne zaman gelecek. Üstelik size göre bunlar sürekli başımıza gelecek. Şöyle bir baktığımızda ne gelen bir bela ne de dert var. Hani yalan söylemezdiniz, hani söyledikleriniz gerçekleşirdi?!’ dediler.[2] Lût, onların meydan okumalarına karşı ‘Varlığı en basit halinden en kaliteli haline doğru yol aldıran, varlığı yaratılış amacına uygun biçimde olgunlaşma sürecine girdiren, eğiterek öğreten ve öğreterek eğiten, besleyen, büyüten ve donatan kamu vicdânından ölçüyü aşan, uyum ve düzeni yok eden, kaos çıkaran bir topluma karşı yardım bekliyorum.’[3] dedi.

Elçilerimiz İbrâhîm’e müjdeli bir haberle geldiklerinde laf arasında ‘Lût’un kasabasını ele geçireceğiz ve orayı bir daha hatırlanmayacak biçimde unutulmaya terk edeceğiz. Çünkü o kasabanın halkı başkasının özel alanını yok sayıyor, hakkı olmayanı alıyor, toplumsal birlikteliği çıkarları için parçalıyor; haksızlık etmeyi, kötülük yapmayı ve gerçeği görmezden gelmeyi bile bile seçiyor; bilgisizlik ve bilinçsizlik ortamı yaratıyor, isteyerek zarar veriyor, istediğine baskının her türlüsünü yapıyor; yaptığı işi eksik, yetersiz veya kötü biçimde yapıyor; yanlışa yol veriyor, topluma yararlı işlerin peşinde koşmuyor; karşı görüştekilere veya farklı yaşam biçimleri yaşayanlara işkence ediyor, sınırını aşıyor, gerçekleri karartıyor; bir şeyi eksilterek veya artırarak kişileri layık olmadığı yere getiriyor.’ dediler.[4][5] âyetlerinde Lût toplumunun başına eşcinsel ilişkileri nedeniyle değil zâlim olmaları sebebiyle belaların geleceği vurgulanır. Çünkü elçilerle İbrâhîm’in diyaloğunda erkek erkeğe cinsel ilişki kurmak amacıyla eğlence yerleri üretenlerin aynı zamanda birer zulüm şebekesi[6] oluşturduğu, bir tür mafya düzeni kurup eğlence sektörünü tekdüze[7] bir cinsel seçime hapsettiği vurgulanır.

Bu âyetlerde eşcinsel ilişkilere bir ceza belirlenmez, kişi ister heteroseksüel[8] ister homoseksüel[9] olsun karşısındaki kişiyi kendi cinsel tercihine zorlayamaz; kendi yönelimini üstün, başkasınınkini aşağı olarak niteleyemez. Kim neyi seçiyorsa seçsin zulmetmedikçe, rıza dışı bir zorbalığa teşebbüs etmedikçe, zevk adıyla insanlara işkence yapmadıkça, haz için bedenlere zarar vermedikçe kimse kimsenin özel yaşamına karışamaz.

Elçiler Lût’un sevdiği ve dostluk kurduğu seçkin yakınlarına geldiklerinde[11] Lût onlara ‘Ne iş yaptığınızı, ne kadar güçlü olduğunuzu bilmiyorum; kültürel olarak ortak yaşam değerlerini nasıl yakalamış ve ortak bir gen havuzunu nasıl oluşturmuş bir topluluk olduğunuz konusunda da bilgim yok’ dedi.[12] Bunun üzerine onlar, Lût ve seçkin yoldaşlarına ‘Doymazlık, ağız tadını kaybetme, dayak yemiş gibi beden acısı çekme, umutsuzluğa hapsolma ve içsel bunalımla dolma gibi belaları görmek isteyen; ancak böyle şeylerin başlarına geleceği hususunda içlerinde şüphe taşıyan kimselere istedikleri belaları getirdik.[13] İşimiz ve sözümüzün doğru zaman ve doğru yerde, doğru biçimde ortaya konan iş ve söz olduğu konusunda hiçbir kuşkunuz olmasın.[14] dediler.[15] âyetleri, Lût’un misafirleri tanımadığını; ancak onların Lût halkını çok iyi tanıdıklarını ve halk içinde kimlerin zorba eyleme giriştiklerini çok iyi bildiklerini belirtmektedir.

Âyetlerin devamında Lût toplumu Tanrı’ya inanan,[16] yabancılara ve misafirlere karşı saygısız davranan,[17] bir yabancı erkek şehre geldiğinde onu erkek erkeğe cinsel ilişkiye zorlayan ve hemen birbirine haber ulaştıran,[18] Lût’a “Başkasının işine karışma, kendi işine bak; bizden sana ne!” deyip topluma yaşattıkları zorbalığa karışılmasını istemeyen ve “Bizden izinsiz nasıl misafir kabul edebilirsin?!” diyerek Lût’un özel yaşamına karışan,[19] Lût’un erkek misafirlerini eşcinsel ilişkiye zorlayan ve Lût’un karşı koymasını dikkate almayan ve hatta bir uyuşturucu müptelası gibi eşcinselliğe tutkun olan[20] karakteriyle tanıtılıyor ve eleştiriliyor.

Gelenekselci bakış sahipleri; baskı, dayatma ve zorbalığı padişah eylemleri ve mezheplerinin uygulanmasında normal bir davranış gördüklerinden âyetlerin göze soktuğu zorbalık üzerine değil de eşcinsel ilişkilere odaklanmışlardır. Mezhepçi hastalıklı bakış hemen hemen her konuda olduğu gibi bu meselede de egemenlerin baktırmak istediği yerden âyetleri konuşturmuştur. Üstelik Lûtîlik diye........

© Adil Medya


Get it on Google Play