FİLİSTİN HALK DİRENİŞİ VE HÜMANİST SOLUN GÖREVLERİ
Gazze’yi Yerle Bir Eden Siyonizmin Stratejik Yenilgisi
MEHMET TAŞ / LONDRA – 7 Ekim’de Hamas öncülüğünde gerçekleştirilen “Aksa Tufanı” yalnızca sınırları aşan bir askerî eylem değildi; yıllardır uluslararası toplumun dayattığı “müzakere, sabır ve teslimiyet” çizgisinin son bulduğunu ilan eden tarihsel bir kırılmaydı. Kuşatma altındaki Gazze halkı, kendilerine biçilen ebedî mağduriyet rolünü reddederek sömürgeci boyunduruğu fiilen sorguladı.
Gazze’nin harabeye dönmüş görüntülerinden bir “yenilgi” hikâyesi çıkarılmaya çalışılsa da, gerçek bunun tam tersidir: İsrail’in Siyonist-faşist yönetimi stratejik açıdan ağır bir darbe almış, Netanyahu hükümetinin güvenlik doktrini çökmüştür. İki yıl süren sistematik imha operasyonuna rağmen İsrail, askerî ve siyasî hiçbir stratejik hedefine ulaşamadı. Bu, yalnızca Filistin halkının sarsılmaz direnişiyle değil, aynı zamanda direniş örgütlerinin askeri kapasitesi ve disiplinli örgütlülüğüyle açıklanabilir.
İsrail, Gazze’ye iki yıl boyunca 200 bin tondan fazla patlayıcı yağdırdı; on binlerce çocuğu ve kadını öldürdü; ancak buna rağmen direnç kaynağını yok edemedi. İsrail ordusunun sembolü hâline getirilmiş Merkava tankları dahil olmak üzere 2.000’den fazla zırhlı araç imha edildi. Yarım yüzyıldır hiçbir Arap ordusu İsrail’e bu ölçekte bir askerî, ekonomik ve moral kayıp verdirme gücünü gösterememişti.
Eğer bugün “bir Filistin zaferinden” söz ediyorsak, bu zafer; Filistin halkının yenilmez iradesinin, direnişin toplumsal meşruiyetinin ve hizip ve ideolojik farklılıkların ötesine geçen tarihsel birlik bilincinin ürünüdür.
Mevcut ateşkes ise bir “barış anlaşması”........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein