GÜÇLER BİLEŞKESİ
Ortaöğretimde fizik derslerinde hepimiz şöyle bir anlatımı hatırlarız. Bir cisme ters yönde etki eden iki gücün etkisi güçlünün yönünde görece zayıf olarak gerçekleşir. Şu anda ülkemizde siyasetin görüntüsünün, bir yandan Suriye’deki gelişmelerin toplumsal algılamasıyla maalesef olumlu, diğer yanda da giderek derinleşen kriz ortamında açıklanan asgari ücretin olumsuz etkisi altında şekillendiğini düşünüyorum. Her ikisini de olumsuz gördüğüm ayrı ayrı güçler de, güçler bileşkesi de beni derinden üzüyor.
Suriye meselesini, hem alan olarak beni aştığından, hem de geçen yazıda meseleyi aklımın aldığı kadarı ile ele almış olduğumdan burada irdelemeyeceğim. Ancak, şu kadarını söylemeden geçmek istemiyorum ki, Suriye meselesi bizim anlı şanlı siyasilerimizin olgunlaştırdığı, olumlu veya olumsuz süreçlerle, bugünlere taşıdığı bir konu değildir. Suriye meselesi, Ortadoğu konusunu da aşarak, küresel kriz ve küresel hâkimiyet kozlarının paylaşılması ve yeniden karılması meselesi ile ilgilidir. Halkımız Suriye meselesini bu açıdan tüm derinliği ile görebilse AKP’nin oylarının yükselmesi değil, yere çakılması gerekirdi. Bir yanda Ukrayna üzerinden kısmen yumuşatılmasına rağmen tam çözülememiş Rusya konusu ve devasa boyutuyla uykuları kaçıran Çin gerçeği siyasal alanda küresel sorun oluştururken, diğer yanda da nerdeyse yarım yüzyıla yaklaşırcasına devam eden küresel kriz de işin ekonomi veçhesini oluşturmaktadır. Birbirine sarmal olarak dolanmış siyasi-ekonomik sorunlar yumağında tüm haşmetiyle çalkalanan Ortadoğu; dünyanın merkezi, İsrail’in vatanını kurmaya çalıştığı kutsal alan ve kalkınmakta olan ekonomilere sömürüsüz kalkınma politikalarıyla destek olacağını yayan Çin’in de göz kırptığı bir bölge ve bir atlama alanıdır. Hal böyle olunca, sözde politikalarıyla övünen ve bugünlerde açılan olanaklara ağzı sulanan mikro politikacılara büyük ağabeyi herhalde sırıtarak bakıyor ve göstermelik nazik Batılı edasıyla fazla rencide etmeden ne tür görevler verilebileceğini düşünmektedir. Büyük Ortadoğu projesi, 2005 ile 2009 yılları arasında ABD Dışişleri Bakanlığı yapmış olan Condoleezze Rice zamanında, belki de daha öncelerinde rampaya koyulmuş gibi gözüküyor. Hatta bölgede kilit ülke olabilen Türkiye’de Fetullah Gülen’in de desteği ile hangi kadroların, gerekirse 1940’ların sonunda Doğurtulan Demokrat Parti olayına analojik olarak, bu kez de yine bir partiden doğurtularak Fetullah Gülen’in de desteği ile iktidara taşınacak ikinci hizmetkâr kadronun oluşturulması ve iktidara taşınması da planlanmış ve rampaya oturtulmuş olabilir. Sanırım bu örtülü uygulanan projeden bizzat ouncular da haberdardı ki, İsrail’e karşı göstermelik pozlar altında,........
© Açık Gazete
visit website