menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hayatın hakikatı bir kitaba sığar mı

5 0
tuesday

Polonyalı yazar ve şair Olga Tokarzcuk, 2018 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldüğünde ülkemizde pek tanınmıyordu. Çünkü tek bir eseri Koşucular (2016 - Alabanda Yayınları) adlı romanı çevrilmişti Türkçeye. Ödül sonrasında yazarın TİMAŞ markasıyla Kadimzamanlar ve Diğer Vakitler (2020), Empusyon (2020), Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde (2020) ve Son Hikayeler (2022) adlı kitapları Türk okurlarıyla buluştu. Geçen yıl ise Everest Yayınları en oylumlu romanı olan Yakub'un Kitapları'nı yayımladı. Bu kitaplardan sonra Olga Tokarzcuk ülkemizde tanındı ve yavaş yavaş yazar kendi okur kitlesini oluşturmaya başladı.

Geçtiğimiz haftalarda raflarda yerini alan yazarın ilk romanı Kitap'ın Dostları ise, özellikle Tokarzcuk'un edebiyatının nereden nereye evrildiğini anlamak için çok kıymetli. Çünkü bir yazarı yazar yapan itkilerini, duygularını, heyecanlarını, yazarın kendine ve edebiyat evrenine meydan okumasını onun ilk kitabında izlemek okur için de büyük bir heyecan ve tutkudur.

MUTLAK GERÇEĞE KAVUŞMA HAYALİ

Kitap'ın Yolcuları, bir efsanenin, bir anlam ve umut arayışının, insanlığın kurtuluşu adına çıkılan zorlu bir yolculuğun romanı. Çıktı çıkacak mezhep savaşlarıyla, sürgün ve göçlerle, salgın hastalıklarla çalkalanan 17. yüzyıl Fransası'nda Kitap Ehli adındaki bir avuç insanın mutlak bilginin kaynağına ulaşma çabası, çıkılan yolculuğun her aşamasında değişip dönüşecektir. Bu yakıcı tutkunun başroldeki ismi Marki, son anda seyahate gelmekten vazgeçen d'Alby'nin metresi Veronica, bir başka Parisli soylu La Berle, ülkenin güneyine doğru yola koyulur. Aslında zamanla yolculuğun en önemli kişilerinden biri olacak Veronica ve dilsiz at arabası sürücüsü Gauche dışında herkesin tek bir düşüncesi vardır:

Katıksız bir hakikatı sayfaları arasında barındırdığına inandıkları ve vaktiyle İspanya dağlarının arasına gizlenmiş bir vadideki yıkık manastıra gizlenmiş 'Kitap'a ulaşmak ve insanlığı kurtaracak mutlak hakikatı elde etmek.

Öte yandan ülkede tersine bir göç yaşanmakta. Fransa Kralı, katolikliği resmi mezhep olarak kabul edip, diğer mezheplerin mensupları kendilerini güvende hissetmez. Güneyden kuzeye sayısız Huguenot mensubu, daha hoşgörülü karşılanacakları ve mutlu olacakları umuduyla Hollanda'ya doğru gidiyorlar. Tarihte birçok kereler yaşanmış mezhep katliamlarının bir kez daha başlarına gelmesini istemiyorlar.

Kitap Ehli'nin bir amacı da bu. Hakikatı yayabilirlerse bu zorunlu göçler, türlü acılar ve zulümler durdurulabilir. Ülke de nispeten eski hoşgörü ortamına kavuşabilir. Küçük kafile, mola verdikleri handa tanıştıkları Mr. Burling'in kendilerine katılmalarına izin verir ve yolculuğun bir sonraki aşamasında yıllar boyunca Marki'nin koruyuculuğunu yapmış olan Chevillon'un çiftliğinde konaklarlar. Ancak burada La Berle inancını yitirir ve Paris'e dönme kararı alır.

'AŞK'LA DEVAM EDENLER

İspanya sınırına varmadan önce Mr. Burling de kendi yoluna sapınca 'Kitap'a ulaşacak üç kişi kalmıştır; Gauche, Veronica ve Marki. At arabası sürücüsü dilekanlının sadakatli sessizliğinde Marki ile Veronica'nın yolculuğa devam etmeleri için 'kitap' dışında bir neden daha doğar yavaş yavaş: Aşk!

Bu küçük grup amaçlarına ulaşmak için neleri feda edebilirler... Eğer ulaşabilirlerse 'Kitap' ne gibi bir kurtuluş reçetesi sunacaktır... Kendi iç dünyamızda tasarladığımız kurtuluş fikrinin gerçek hayatta bir karşılığı var mıdır?.. Yolda farklı koşullarda başlayan aşk ne kadar yaşayabilir?.. Zorlu yolculuğun sonunda bu üç kişiden kaçı bir kez daha Paris'i görebilecektir?..

Kitap'ın Dostları, 17. yüzyıl Fransası'nda, halkları ve inançlarını, hayattan beklentilerini, korkularını, umarsızca huzur ve mutluluk arayışını işte bu soruların olası cevapları ışığında irdelerken ödüllü........

© 9 Eylül Gazetesi