menu_open
Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Şiddet ile uygarlık arasındaki ters korelasyon

11 0
25.11.2024

Sigmund Freud, Uygarlığın Huzursuzluğu adlı kitabında; uygarlık, bireylerin ilkel içgüdülerini bastırması ve bu bastırma sürecinin insan psikolojisinde yarattığı gerilim üzerine kuruludur, der.

Gerilim sözcüğünden çıkarım yaparsak, uygarlık ile şiddet arasında ters bir korelasyon bulunur.

Freud’a göre, insan doğasında iki temel içgüdü vardır. Bunlardan birincisi, yaşam içgüdüsü dediği; sevgi, cinsellik ve yaratıcı enerjiye yönelik dürtüleri ifade eden Eros, ikincisi ise, yıkıcı, saldırgan ve şiddet eğilimlerine yönelik dürtüleri ifade eden Thanatos, yani ölüm içgüdüsüdür. İnsan doğası, şiddet ve cinsellik gibi bastırılması gereken dürtülerini, toplumsal nizama uyum sağlamak ve güvenli bir ortamda yaşayabilmek için baskılar. Bu faydalı çatışma halinin adı, bireylerin kendilerini dizginleyebildiği ölçüde uygarlıktır.

Bu durumda, uygarlığın olmadığı bir yerde, şiddet eğilimlerinin önündeki bütün engellerin kalkacağını ve toplumun kaosa sürükleneceğini söylemek mümkün müdür?

Bu kadar kesin bir yargıya varmadan evvel, uygarlığın kültürel dimağımızda nasıl bir anlama geldiğine, şöyle bir bakmak gerekiyor...

İlkel olduğunu varsaydığımız bir kabile düşünelim; günümüzdeki sivilizasyon aşamalarının hiçbirinden haberleri olmasa bile, bu topluluk insanlarının bir arada yaşayabilmeleri için herkesin kabul ettiği bir kurallar dizini oluşturmaları gereklidir. Topluluğun insanları, güven içerisinde varlıklarını sürdürebilmek ve hayatta kalmak için bireysel özgürlüklerinden vazgeçerek topluluğun kurallarına tabi olmayı seçmek zorundadırlar. Aksi halde, çok kısa süre içerisinde birbirlerini yok ederler.

Aydınlanma döneminin önemli düşünürlerinden biri olan İngiliz filozof John Locke, "Yasanın olmadığı yerde özgürlük de yoktur; çünkü özgürlük, diğerlerinin kısıtlamalarından ve şiddetinden uzak olabilmektir. Bu, herkesin istediğini yapabileceği bir özgürlük değildir. Herkesin keyfiyetine göre hareket ettiği bir yerde kim özgür olabilir ki?" der.

Ancak, insanların sadece kabileler halinde yaşadığı zaman köprülerinin altından çok sular aktı. Mâlum-u âliniz, nüfusu milyarları geçen ülkeler var artık. Bütün ülkeler aynı gelişmişlik düzeyinde olmasalar da, modern, bilimsel, ekonomik refaha ermiş ve de uygarlık bâbında rasyonel prensiplerle hareket eden ülkeler mevcut. Bu, işlevsel ülkelerin hangi aydınlanma aşamalarından geçtiklerini ve dolayısıyla bir........

© 12punto


Get it on Google Play