menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Nitelikli insan yetiştirmek için kalite güvencesi şart

16 0
29.04.2024

Eğitimde dünya standardını yakalamak, verilen eğitimin uluslararası geçerliliği açısından oldukça önemli. Bu nedenle son yıllarda hem dünyadaki hem de Türkiye’deki üniversitelerin önemli gündem konularından biri de kalite. Üniversiteler hem eğitim öğretim hizmeti veren hem de bilimsel bilgi üretimi yapan kurumlar olarak ülke ve toplum kalkınmasına katkı yapmakta, dünyanın gidişatına yön vermektedirler. Dolayısıyla da bu kurumlarda verilmekte olan eğitim öğretim hizmetinde, üretilmekte olan bilimsel bilginin niteliğinde kalite standardının sağlanması büyük önem taşımaktadır. Ama bunun için kalitenin ne olduğu, nasıl belirleneceği, nasıl ölçüleceği, hangi standartları gerektirdiği vb. konular son yıllarda Yükseköğretim Kurulunun da yönlendirmesiyle, üniversitelerin önemli gündem konularından biri haline geldi. Bu yöndeki çalışmaların sistemli biçimde ve süreklilik içerisinde gerçekleştirilebilmesi için de Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) kuruldu. YÖKAK’ın, YÖK’le de işbirliği halinde, Türkiye’deki tüm üniversitelerde kalite standardının sağlanması, bu anlamda akreditasyon çalışmalarının hızlandırılması için tam anlamıyla bir kalite seferberliği başlattığı söylenebilir. Nitekim 25-26 Nisan günlerinde Ankara’da, YÖKAK tarafından düzenlenen Kalite Konferansı’nın bu yöndeki çalışmalara ivme kazandıracağını düşünüyorum. Uluslararası ve ulusal düzeyde kalite konusunda uzmanların sunumlarıyla, Türkiye’deki üniversitelerin rektörleri ve kalite yöneticilerinin katılımıyla iki gün boyunca devam eden konferansta kalite ve akreditasyon kapsamında yapılan tartışmalardan bazı ilginç noktalara burada dikkat çekmek isterim.

Toplantıda yapılan değerlendirmelerden, sorulan sorulardan hareketle bir kez daha anladım ki, üniversitelerimizde kalite ve akreditasyon konusu henüz tam olarak anlaşılmış değil. Örneğin, paydaşlık odaklı olmak üzere eğitim öğretime devam eden öğrencilerle mezun öğrenciler arasında farkın hala karıştırılıyor olması beni şaşırttı. Aynı şekilde üniversitelerde üst yönetim birimlerinin, yani rektörlüklerin kurumun dış paydaşı olarak görülmesi gerektiği yönündeki görüş karşısında ne söylenebilir ki? Salondaki izleyicilerden, ki her biri üniversitelerimizde yönetici konumda olan akademisyenler, gelen bu tür sorulardan da anladım ki bu........

© 12punto


Get it on Google Play