Yeni Bir Korku Çağı: Savunma Sanayinde Patlayan Sipariş Defterleri ve Türkiye
Savunma sanayine alt bileşenler üreten orta ölçekli bir işletmenin sahibiyle geçen hafta yaptığım sohbet, son yıllarda duyduklarımın belki de en sarsıcı olanıydı.
Sözleri fazla dramatik değildi ama tonundaki ciddiyet çok şey anlatıyordu:
“Özellikle füze sistemleri ve mühimmat tarafında talep kontrol edemeyeceğimiz kadar arttı. Hiçbir dönemle kıyaslanamaz. Kapasiteyi büyütmek zorunda kalıyoruz.”
Bu, yalnızca Türkiye’nin değil; neredeyse tüm dünyanın fotoğrafı.
Washington’dan Berlin’e, Tel Aviv’den Seul’e kadar savunma üretim hatlarında vardiyalar uzatılıyor, teslim süreleri yıllara yayılıyor, stok yenileme programları adeta bir yarışa dönüşüyor.
Dünya, uzun süredir beklediği ama görmek istemediği bir gerçekliğe doğru kayıyor:
Yeni bir korku çağı.
Soğuk Savaş’ın bitişinden bu yana hiçbir dönem bugünkü kadar keskin fay hatları üzerinde durmuyordu.
•Ukrayna savaşı Avrupa’nın güvenlik mimarisini çözdü.
•İsrail–İran–Gazze hattı Orta Doğu’nun yangınını körüklüyor.
•Kızıldeniz artık ticaret yolu değil; bir risk koridoru.
•ABD–Çin rekabeti Asya-Pasifik’te giderek daha az yönetilebilir hâle geliyor.
Devletler “stratejik iyimserlik” defterini kapatıp, “stratejik tedbir” dönemine geçti.
Sektördeki bir savunma üreticisinin şu cümlesi ise buz gibi gerçek:
“Bu sipariş dalgası geçici değil. En az on yıl sürecek yeni bir normal bu.”
Küresel savunma patlamasını anlamak için iki gerçeği yan yana koymak gerekir:
1.Giderek artan somut jeopolitik tehditler,
2.Savunma endüstrisinin doğal olarak beslediği ‘korku ekonomisi’.
Savaş ihtimali kadar, savaş ihtimalinin gündemde tutulması da talebi keskin biçimde artırır.
Bu ikili mekanizma günümüzün en rahatsız edici ama en gerçek dinamiğidir.
Türkiye’nin savunma sanayindeki son on beş yıllık........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein