menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ekonomik Krizlerde Reklam Neden İlk Kurban Olur, Oysa En Çok Kazandıran Şeydir

14 2
27.11.2025

Ekonomi daralınca işletmelerin zihninde aynı sahne yaşanır. Liste açılır, masraflar gözden geçirilir ve o listenin başında her zaman aynı kalem durur. Reklam. Sanki gereksiz bir süs, sanki zor zamanlarda vazgeçilebilir bir lüksmüş gibi. O yüzden kriz dönemlerinde ilk kısıntı hep oradan başlar.

Oysa tarihin, ekonominin, tüketici davranışlarının ve global örneklerin anlattığı hikaye tamamen farklıdır. Krizde sesini kısan markalar unutulur. Krizde konuşmaya devam edenler ise fırtına dindiğinde hep önde uyanır. Çünkü görünür olan kazanır. Hafızada kalan büyür. Korkup geri çekilen ise yarışa hep geriden başlar.

Ekonomik küçülme sadece bütçeleri daraltmaz. İnsanların zihnini de daraltır. Alım gücü düştüğünde tüketici daha temkinli davranır, güven arayışı artar. Bu dönemde markaların reklama yönelmesi lüks değil ihtiyaçtır. Çünkü görünürlük, kriz zamanlarında en hızlı geri dönüş sağlayan yatırımlardan biridir. Reklam sadece müşteri kazandırmaz, güven duygusunu pekiştirir, markanın canlı ve güçlü olduğu mesajını verir.

Bunun sadece bir görüş olmadığını tarih boyunca pek çok veri ispatladı. Bin dokuz yüz yirmili yılların durgunluğunu inceleyen Roland Vaile, reklama devam eden şirketlerin satışlarının, reklamı kesenlere göre ciddi biçimde yükseldiğini ortaya koydu.

Büyük Buhran döneminde Post markası reklamı kıstı. Rakibi Kellogg ise tam tersine yatırım yaptı, radyo gibi yeni mecralara girdi. Rice Krispies markasını yaygınlaştırdı. Sonuç. Kellogg o dönemde kârını yüzde otuza yakın artırdı ve kategori liderliğini ele geçirdi.

Aynı sahne birçok kriz döneminde tekrarlandı. Petrol krizinde Toyota iletişimi sürdürdü ve........

© 10 Haber