İstanbul Devlet Tiyatrosunun canlandırdığı Alman yazar Eberhard Streul tarafından kaleme alınan oyun, 8-9 Aralık tarihlerinde Giresun Vahit Sütlaş sahnesinde sanatseverlerle buluştu. Protokolün de teşrif ettiği ilk gösterim ile 9 Aralık’taki 2. gösterim arasında Josef Bieder’ı canlandıran isim Murat Karasu, Yeşilgiresunun sorularını yanıtladı.

Uzun bir aranın ardından ilimize bir devlet tiyatrosu gelmesinin verdiği heyecanla koltukta yerimi aldım. Saatin 8 olmasıyla ışıkların kapanmasını beklerken bir de baktım ki ışıklar açık! Bizi alışılmışın bayağı bir dışında bir kurgu bekliyormuş meğerse. İzleyicinin yer yer monoloğu diyaloğa çevirdiği anlar oldu, opera da söylendi, bale de yapıldı… “Revü ne demek arkadaş?” diye sorsalar parmakla göstereceğim bir eser olmuş. Sanki revü kelimesi bu oyun için üretilmiş gibi. Kâh Palyaço Operası’ndan nağmeler, kâh bir eskrimci, kâh baleden enstantaneler… Kurgusal ufku açan bir oyun olduğu şüphesiz. 2. perdede alegorik bir üslupla hicvi ögelere de yer verilmesi tebessümle karışık bir düşünme hâli veriyor insana. Oyun Aksesuvarcı Josef ile seyircinin esasen gerçekleşmemesi gereken bir karşılaşmayla başlıyor, Josef bir oyuncu misali başlıyor döktürmeye…

                Şimdi sözü en son 89’da, gene bir DT sanatçısı olarak Giresun’a gelen Murat Karasu’ya bırakıyorum:

                Efendim röportaj talebimizi kırmadığınız için teşekkür ederim. Dün güzel bir temsilin ardından bugün 2.si. İstanbul DT neden Giresun’a bu oyunla geldi?

                DT Genel Müdürlüğü ne planladıysa biz de ona riayet ediyoruz. Lakin bu sahneye bu oyunun gelmesinin şöyle bir sebebi olabilir: Salonun imkânları ve konumuzun uygunluğundan dolayı daha dar kadroya sahip bir oyunu bu sahnede temsil edilmek istenmiş olabilir. Dün........

© Yeşilgiresun