menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Gıda ve kent

8 0
14.09.2024

[email protected]

Bir önceki yazıyı, kent yoksullarının gelirlerini en çok ayırmak zorunda olduğu üç alandan ulaşıma ayırmıştık. Bu hafta daha da önemli olan kentlilerin beslenmesi ve özellikle taze gıdaya erişebilmesi konusuna ayıracağız.

Gıda fiyatları dünyada düşmeye başladığı halde Türkiye’de yükselmeye devam ediyor ve son derece yüksek enflasyonist bir ortamda, yoksullar için açlık-tokluk sorunu haline gelmiş durumda. Gelirler azalmaya devam ederken gıda fiyatları giderek yükseliyor. Gıda konusundaki sorun bütün yoksulları vuruyor elbet ama en çok yoksulların çocuklarını, okullardaki çocukları etkiliyor.

Milli Eğitim Bakanlığı erdeyse bütün kaynaklarını dinsel ideolojiye, bu ideolojinin kurumlarına ve buradan maaş alanlarına ayırırken çocukların giderek artan bir oranı sınıfa aç geliyor ve dersleri aç karnına dinliyor.

Neden Türkiye’de gıda fiyatları yükseliyor ve neden dünyadaki gidişe ters bir gidiş içinde gıda sektörü?

Kentlerde taze meyve-sebze bakımından büyük toptancı halleri, merkezi haller, semt pazarları ve giderek silinmiş gibi olan manavlar ve seyyar satıcılar var. Kentlilerin taze gıdaya ulaşabildiği kanal bundan yaklaşık 40-45 yıl öncesine kadar bu biçimde kurulmuştu. Kusursuz değildi ve sorunlar vardı. Daha sonra bu gıda zincirine farklı ve alternatif bir zincir eklendi yaklaşık yarım yüzyıl önce: Süpermarketler ve onların alt düzey marketleri. Neredeyse bütün kentlerin her mahallesinde farklı markaların marketleri açıldı ve bu yeni sunum zinciri, geleneksel zinciri çok güçlü bir biçimde istila etti; etkisini/ etkinliğini kırdı. Pazarlar zayıfladı, manavlar ve seyyar satıcılar hemen hemen yok oldu.

Geleneksel taze gıda zinciri ile marketlerin arasındaki temel farklar için yapılmış çok sayıda çalışma var ve buradaki iki satırlık bir özet çok yetersiz olacak ama daha geniş bir çerçeveyi oluşturmak arayışında olduğum için göze almak zorundayım.

Geleneksel zincir gerçekten taze gıda sunuyor ve bunu gereğinden fazla genişletilmiş çoğu kez araya gereksiz ara kademeler eklenmiş bir “tedarik zinciri” kullanarak yapıyor. Belki asıl önemli olan, küçük tarım üreticisiyle ilişkisinde tarım politikalarını ve tarım topraklarının desenini belirlemek gibi bir egemenlik alanın bulunmaması.

Marketler ise her biri tekelci/ oligopolistik bir yapı........

© Yeşil Gazete


Get it on Google Play