Korsanlardan bugüne…
Bugün Suriye’de olup bitenler insanda 17’nci yüzyıldaymışız duygusu yaratıyor. O yıllarda sömürge imparatorlukları sıkletine mesela İspanya’dan yaklaşık bir buçuk yüzyıl sonra çıkan ama çok da uzun olmayan bir zaman içinde onu sollayıp geçen İngiltere’nin hikayesi ile şimdi Suriye’de yaşananlar arasında garip bir alegori var duygusu… Suriye’de yaşananların yarın belki dünyanın başka bir noktasında tekrarlanacağına dair mevcut potansiyeller düşünüldüğünde tablo daha benzer hale geliyor. Türkiye’nin elinin altında tutup beslediği, ihtiyaç duyduğunda Azerbaycan’a ya da Libya’ya saldığı cihatçı-selefi grupların varlığı da keza öyle. Giderek bir trende dönüşen bu durumun yarın dünyanın başka yerlerinde de farklı biçimlerde karşımıza çıkması şaşırtıcı olmayacaktır.
Suriye’de olup bitenleri değerlendiren birçok uzman kişi “İngiliz parmağından” bahsediyor, daha doğrusu “aklından”… Nedir bu “İngiliz aklı”? Bunu anlamak için Britanya İmparatorluğu’nun pek de uzun olmayan bir zamanda İspanyol ve Portekiz sömürge imparatorluklarını sollayıp “Üzerinde güneşin batmadığı imparatorluk” haline nasıl dönüştüğüne bakmak gerekir. Ki bu “akıl”, kendisini yüzyıllar içinde pekiştirip güç mücadelelerinde çoğu kez sahnenin önünde görünüp elini kirletmeden en kirli yöntemleri uygulamasıyla karakterizedir.
Britanya İmparatorluğu, İspanya’nın dünyanın en değerli yeraltı kaynaklarını barındıran Latin Amerika’nın önemli parçaları dahil birçok coğrafyayı sömürgeleştirmesinden yaklaşık bir buçuk yüzyıl sonra sömürge arayışına çıkmıştır. İspanyolların “El Dorado” (Altın Ülkesi) hayaline benzer hırslar güderek bu arayışa çıktığı sırada elinde sadece bir avuç Karayip Adası, beş Kuzey Amerika plantasyonu ve birkaç Hint limanı vardı. Denizcilikte de başka birçok yönden........
© Yeni Yaşam
visit website