menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Savaş

10 1
19.04.2025

İnsanlık tarihinin iki harf arasına sıkışmış milyonlarca hayata, gözyaşına, sessiz çığlıklara ev sahipliği yapan en acı ve kadim kelimesi. Sadece silahların konuştuğu değil aynı zamanda vicdanların susarak insanlığın sınandığı sürecin adıdır savaş. Tarihin arka sayfalarında sessizce dizilen mezar taşlarına eşlik eden bir annenin oğluna son bakışı, bir çocuğun sessizce büyüyen korkusudur savaş.

Bu yüzden savaş hakkında konuşmak geçmişle bugünün sessiz çığlıklarına eşlik eden gelecek felaketlerle yüzleşmeyi zorunlu kılıyor. Bu yıl Kocaeli Üniversitesi ev sahipliğinde Kocaeli’nde düzenlenen IV.

Uluslararası İslam Kültür ve Medeniyeti Sempozyumu

, bu zorunluluğun bilinciyle “Savaş”ı tüm yönleriyle ele alıyor. İslam fıkhından tasavvufa, savaş muhabirlerinin tanıklıklarından insani diplomasiye kadar pek çok başlık, bu ilmi buluşmada masaya yatırılıyor.

Ama biz bu satırlarda yalnızca teoriden söz etmiyor; tam da şu anda gözümüzün önünde yaşanan bir trajediyi anlatıyoruz: Filistin’i… Bir coğrafyayı, bir halkı ve gökyüzü yerine enkazlara bakan gözleri konuşuyoruz. Toprağa tutunmanın, hafızayı korumanın ve insan kalmanın bu zorlu mücadelesinde, yaşananların “alışılmış” hale gelmesine direniyoruz. Bir direnişin, bir onurun ve bir sabrın ayakta kalma çabası bir kez daha gözler önüne serilsin, sözlere yansısın istiyoruz.


ADI BİLE AĞIR: FİLİSTİN

Bugün Gazze’de, Kudüs’te, Refah’ta sokaklar kanla sulanırken, Filistinli bir annenin göz yaşları dünya vicdanına bir tokat gibi iniyor. Çocukların oyuncak yerine taş tuttuğu, sabah ezanının bomba sesleriyle karıştığı, gecelerin korkuyla değil alışkanlıkla geçildiği günlere şahitlik ediyoruz.

Binlerce Filistinlinin özgürlüğün ötesinde var olmaya çalıştığı coğrafyada hayat dediğimiz bazen bir ekmek kuyruğu, bazen bir hastane enkazı bazen de bir babanın çaresiz bakışı olarak çıkıyor karşımıza

. Bütün bu yıkımın içinde hala dimdik duran, onurları ile sadece mazlumun adı değil direnişin, sabrın, insan kalma çabasının adı olan Filistin’i konuşmak bir lüks değil bir vicdan borcu olarak........

© Yeni Şafak