Dil birliği neden hayati?
"Bizim çocuklarımızın bir kısmı toprağın altında, bir kısmı hapiste… Sizin çocuklarınızın bir eli balda, bir eli yağda."
Bu cümle, yıllardır Türkiye'de kimlik merkezli siyasetin gerçekte kimi temsil edip etmediğini ve kimin hangi bedeli ödediğini açık bir şekilde gösteriyor. Bu ülkede sorunlar kimsenin kökenine göre değişmiyor; Türk'ün de derdi aynı, Kürt kökenli vatandaşın da, Laz'ın da, Çerkez'in de… Ortada iki sınıf var:
Bir tarafta imtiyazlı ve mutlu bir azınlık; diğer tarafta ise alın teriyle yaşayan, bedel ödeyen geniş halk kitlesi.
Bugün Türkiye'nin konuşması gereken gerçek mesele tam da budur.
Tam da bu nedenle bugün gündeme getirilen taleplerin — ana dilde eğitim dâhil — toplum yararına mı, yoksa siyasi mühendisliğin bir parçası mı olduğuna dikkatle bakmak zorundayız.
Kilis Devlet Hastanesi'nde Suriye'den göçün en yoğun olduğu dönemde anestezi uzmanı olarak görev yapıyordum. Bu süreçte yabancı dilde sağlık hizmetinin etkisi üzerine akademik bir çalışma yaptım. Araştırmanın sonucunda, literatürdeki pek çok uluslararası yayınla aynı sonuç ortaya çıktı:
Hasta ile sağlık personelinin dili aynı değilse, memnuniyet de tedavi başarısı da düşüyor.
En kritik nokta şudur:
Hemşire, hasta ile en çok temas eden kişidir ve tedavi başarısında belirleyici role sahiptir.
Eğer hemşire hastayla aynı dili konuşmuyorsa, hasta derdini anlatamaz; hemşire........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein