menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

COP31 öncesi Türkiye'de enerji ve iklim gerçeği

13 1
previous day

Türkiye, önümüzdeki yıl COP31'e ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, iklim politikaları artık sadece toplantı salonlarında konuşulan bir konu olmaktan çıkıp hayatımızın tam ortasına yerleşmiş durumda. Çünkü iklim değişikliği yalnızca çevrecilerin değil; çiftçinin, sanayicinin, esnafın, gençlerin ve hatta elektrik faturası ödeyen herkesin meselesi haline geldi.

Bu nedenle Türkiye'nin bugün kendine sorması gereken temel soru şu: "Enerjide geleceğimizi nasıl kuracağız?"

Bu sorunun iki büyük başlığı var:

1. Kömürden çıkış

2. Fosil yakıt bağımlılığının azaltılması

Bu konular bazen karmaşık gibi görünse de aslında hepimizin günlük yaşamını etkiliyor.

Kömürden çıkmak zorunlu mu?

Bugün dünyada pek çok ülke, temiz enerjiye geçiş için kömürden uzaklaşıyor. Çünkü kömür hem hava kirliliğinin en büyük sebebi hem de iklim değişikliğini hızlandıran başlıca kaynaklardan biri. Üstelik kömürün maliyeti de artık eskisi gibi ucuz değil.

Türkiye için mesele sadece çevre değil. Kömür ekonomisi de Türkiye'yi zorlayan bir yapı haline geldi. Çünkü:

Kömür santralleri sağlık sorunlarına yol açıyor.

Hava kirliliği artıyor.

Avrupa'nın karbon vergileri ihracatımızı zor duruma sokuyor.

Kömüre yatırılan para, daha verimli alanlara aktarılamıyor.

Bu nedenle kömürden çıkışı tartışmak aslında geleceğimizi tartışmak demek.

Peki Türkiye kömürden çıkmalı mı?

Evet, çıkmalı.

Ama bir gecede değil, kimseyi mağdur etmeden, halkın ve sanayinin zorlanmayacağı bir planla.

"Planlı çıkış" şu demek:

Kömür bölgelerinde çalışan insanlar işsiz bırakılmayacak.

Yeni iş alanları oluşturulacak.

........

© Yeni Mesaj