Türkiyeyi soracak olursanız!
Haftalardır bir taraftan okyanus ötesi bu gelişmelere karşı ne diyecek, merakı içinde hep sınır ötemizde yaşanılanları konuşuyoruz. Öyle ki, Mescid-i Aksa, Filistin, Gazze, İsrail başlıklarını bile unuttuk.
Haliyle bugün Türkiye'de ne var ne yok, sorusunu sordum. Valla ne olsun! Bildiğiniz gibi. Aynı saç aynı tarak, aynı tas aynı hamam.
Gücü yeten yetene. Herkes birbirini dolandırıyor. Herkes birbirini kandırıyor. Para için menfaat için birbirini kırıyor, dünyalık menfaatler için en kıymetli değerlerini göz kırpmadan feda ediyor. Faiz, zina artık sıradan şeyler haline geldi. Çıplaklık zaten medeniyetin ilk adımı olarak kabul ediliyor.
Toplumsal cinnet vakaları, aile için katliamlar, kaldırımlara terkedilen yeni doğmuş bebek haberleri, taciz, tecavüz vakaları, bu adi suçlara karışan ünlü kişilerin nasıl korunduğu haberleri, kamuda, üniversitelerde, belediyelerde eş, dost atamaları artarak devam ediyor.
Siyasilere gelirsek
Muhalefet, Sayın Erdoğan'ın önlerine koyduğu 'kayyum' başlığına sarıldı. Yatıyorlar kayyum, kalkıyorlar kayyum.
Ardından Erdoğan, 'silkeleyin' talimatı verdi. Muhalefet, 'adamsan gel de silkele' resti çekti.
Fırsat bulduklarında kent lokantalarından, emekli kahvehanelerinden bahsediyorlar. Asgari ücret için 30 bin, diyorlar. Altında yokuz, diye şerh koyuyorlar. Ama iktidar olsanız o 30 bini nasıl vereceksiniz, sorusunun cevabına yaklaşmıyorlar.
ABD ve AB'yi kızdırmamak için Suriye, Filistin, İsrail, Esad başlıklarına PKK-YPG tehdidine çok yumuşak cümleler kuruyorlar.
Erken değil hemen seçim, diyorlar, arkasını getirmiyorlar. Gazeteci mantığı ile iktidarı eleştirip duruyorlar.
DEM'i soracak olursanız, huzur içindeler. Devlet Bahçeli ve partisine 'üstün hizmet madalyası' verme hazırlığındalar.
........
© Yeni Mesaj
visit website