Adam akşamleyin iş çıkışı eve geldiğinde evin bahçesinin karmakarışık olduğunu görmüş. 3 çocuk da bahçede çamurlar içinde oynuyormuş. Boş yemek kapları ve içecekler etrafa saçılmış. Evin içine girdiğinde durum daha vahim şekle dönüşmüş. Girişteki halının bir kenarı kıvrılmış ve havaya kalkmış. Abajur sehpanın üzerine devrilmiş. Salondaki televizyonun sesi sonuna kadar açık halde çizgi film kanalındaymış. Oturma odasında yerler oyuncaklar ve çocuk elbiseleriyle kaplıymış. Mutfağa girdiğinde lavabonun sabah kahvaltısı bulaşıklarıyla dolu olduğunu görmüş. Ayrıca kırılmış bir bardağın parçaları masanın altında duruyormuş.

Üst kata yöneldiğinde merdivenlerdeki elbiseleri fark etmiş. Telâşla hanımının başına kötü bir şey gelmiş olabileceğini ya da hastalandığını düşünerek hızla koşmaya başlamış. Misafir odasına girdiğinde hanımını uzanmış halde kitap okurken bulmuş. Karısı, kocasını görünce okuduğu kitaptan başını kaldırmış; hafifçe gülümsemiş ve gününün nasıl geçtiğini sormuş. Adam cevaplamış: “Her zamanki gibi!” Ardından şaşkınlıkla sormuş: “Ne oldu bugün böyle?” Karısı tekrar gülümseyip: ”Sen her gün eve döndüğünde ‘Bütün gün ne yaptın ki demez miydin?’ “Evet!” “Güzel.. İşte bugün her gün yaptıklarımı yapmadım.”

Bizim millette gerçekten öyle bir algı var. Hayatın yükünü derinden hissettiğimiz bu çağda hepimizin isteği “anlaşılmak”.. Bazen karşımızdaki bireye “onun göreviymiş, mecburmuş” yanılsamasına kapılıyoruz ve kıymetini ancak kaybedince anlıyoruz.

Eşler aile mutluluğu için birbirlerine karşı empati yaparak yani birbirinin gözüyle de olaylara bakabilmeyi ve birbirlerinin duygularıyla da hissedebilmeyi başarabilselerdi, hayatın bambaşka lezzetlerini keşfetmiş olurlardı.

Kadında dişil enerjinin olması hasebiyle hayatındaki her şeyi çoğaltıyor. Eğer bir kadın evde mutluysa tüm ev mutlu oluyor. Kıymetli beyefendiler; mutfaktan çıkamayan hanımefendilerin önce sevgi depolarını doldurun. İnanın bütün dünyayı ayaklarınıza serecek potansiyeli göreceksiniz!

Bu arada bir konuya değinmeden geçemeyeceğim.

Sömestr tatilindeyiz dolayısıyla annelerin mesaisi katlandı. Aslında annelik mesainin ötesinde bir kavram. Çevremde bazı annelerde gözlemlediğim, gerek hafta sonu tatillerinde gerek sömestr ve yaz tatillerinde kocaman bir işkenceye dönüşüyor çocukların evde kalması. Çocuklarımız bu anlarını bu yaşlarını bir daha yaşamayacaklar. Dolayısıyla onları ‘zahmet’ görmek yerine ‘rahmet’ görüp bulunduğumuz anı daha eğlenceli daha keyifli hale nasıl getirebileceğimize yoğunlaşsak.. Sizdeki o muazzam enerji ile başka bir momentumun içerisinde bulacaksınız kendinizi.. Denemesi bedava..:)

Hatta hazır üç ayların içerisinde iken ve çocuklar da evdeyken, bu bilinci ve şuuru çocuklara empoze etmenin tam zamanı.. Hızlı yaşadıkları bu çağda yavaşlamanın kainatı keşfetmenin şükretmenin teşekkür etmenin tefekkür etmenin tam zamanı.

Evimizin her bir metrekaresine, her nefes alışverişimize, sağlıklı sıhhatli her bir aile bireyimize, gökyüzünün maviliğini âdeta şölene çeviren kuşlara, sokaklarımızı tertemiz yapan belediye çalışanlarımıza, gönlümüze huzur, sükûnet veren Rabb’imize doya doya şükretmek için şimdi zam zamanı.

QOSHE - SÖMESTR TATİLİNDE ŞÜKÜR VE TEŞEKKÜR.. - Medine Ekmekci
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

SÖMESTR TATİLİNDE ŞÜKÜR VE TEŞEKKÜR..

10 1
27.01.2024

Adam akşamleyin iş çıkışı eve geldiğinde evin bahçesinin karmakarışık olduğunu görmüş. 3 çocuk da bahçede çamurlar içinde oynuyormuş. Boş yemek kapları ve içecekler etrafa saçılmış. Evin içine girdiğinde durum daha vahim şekle dönüşmüş. Girişteki halının bir kenarı kıvrılmış ve havaya kalkmış. Abajur sehpanın üzerine devrilmiş. Salondaki televizyonun sesi sonuna kadar açık halde çizgi film kanalındaymış. Oturma odasında yerler oyuncaklar ve çocuk elbiseleriyle kaplıymış. Mutfağa girdiğinde lavabonun sabah kahvaltısı bulaşıklarıyla dolu olduğunu görmüş. Ayrıca kırılmış bir bardağın parçaları masanın altında duruyormuş.

Üst kata yöneldiğinde merdivenlerdeki elbiseleri fark etmiş. Telâşla hanımının başına kötü bir şey gelmiş olabileceğini ya da hastalandığını düşünerek hızla koşmaya başlamış. Misafir odasına girdiğinde hanımını uzanmış halde kitap okurken bulmuş. Karısı, kocasını görünce okuduğu kitaptan başını kaldırmış; hafifçe gülümsemiş ve gününün nasıl geçtiğini sormuş. Adam cevaplamış: “Her zamanki gibi!” Ardından........

© Yeni Meram


Get it on Google Play