menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Takis Hacıdimitriu: “Bugün, daha iyi bir gelecek için fırsatların yanısıra, bizi takip eden yeni bir uçurum tehlikesiyle birlikte, yeniden bir eşikteyiz…”

7 1
yesterday

Kıbrıslırum emektar politikacı, düşünür, araştırmacı-yazar Takis Hacıdimitriu, sol parti ve örgütlerin geçtiğimiz haftalarda düzenlediği konferansta yaptığı konuşmada, Kıbrıs’ta yaşanan tehlikelere dikkat çekerken, yeni fırsatlar için sol partilerin ve sol grupların yapması gerekenleri de aktardı.

Takis Hacıdimitriu, “Bugün, daha iyi bir gelecek için fırsatların yanısıra, bizi takip eden yeni bir uçurum tehlikesiyle birlikte, yeniden bir eşikteyiz” diye konuştu. Takis Hacıdimitriu’nun, kendi sosyal medya sayfasında Türkçe, Rumca ve İngilizce olarak paylaştığı konuşma metni şöyle:

“Geçen yıl, sol partilerin konferansında, Tufan Erhürman da aramızdaydı. Erhürman bizden biridir ve Kıbrıslı Türklerin lideri olarak seçilmesi tarihi önemde bir olaydır. Bu, iki devletli çözüm politikasının reddiydi; Kıbrıslıtürkler’in Türkiye'nin müdahalesine bir tepkisiydi; Kıbrıslıtürk toplumunda biriken sorunlara bir yanıttı. Erhürman'ın seçimini, Talat ve Akıncı'nın mirasının bir devamı olarak görüyoruz. Erhürman bir liderlik piramidinden gelmiyor, yukarıdan dayatılmadı. Erhürman, Kıbrıslıtürklerin halk hareketinin içinden doğdu. Ancak, işgal ve istiladan 51 yıl, sekiz yıllık bir çıkmaz ve Tatar'ın beş yıllık bölücü politikasının ardından geliyor.”

“BÖLÜCÜ POLİTİKA, AYNI ZAMANDA KIBRISLIRUM LİDERLİĞİNİN DE POLİTİKASIYDI…”

“Maalesef bölücü politika sadece Tatar'ın değil, aynı zamanda Kıbrıslırum liderliğinin de politikasıydı. Bugün, Kıbrıslıtürk vatandaşlarımıza takdirlerimi ifade etmek istiyorum, çünkü Erhürman'a verdikleri oylarla, aslında vatanımızın yeniden birleşmesi, bağımsız ve demokratik bir Kıbrıs mücadelesinin ön saflarında yer alıyorlar; AB ve BM çerçevesinde.

Tüm adaya yayılan güçlü bir mesaj var: Yıllardır devam eden anormallik, adanın tüm vatandaşlarını, Kıbrıslıtürkleri ve Kıbrıslırumları etkiliyor ve onlara haksızlık ediyor. Anormallik, hem kuzeyde hem de güneyde, sadece her türlü çıkar grubunun kontrolsüz eylemine izin veriyor; bu gruplar ülkeyi yağmalıyor. Sahte bir refah görüntüsü yaratıyor, eşitsizliği artırıyor, çevreyi tahrip ediyor ve Kıbrıs'ı skandallar, suç çeteleri ve kara para aklama yeri olarak gösteriyor. Bu kontrolsüz yabancı ve yerel çıkarlar bununla kalmıyor, ekonomiye sızıyor, siyasi nüfuz uyguluyor, medyayı satın alıyor ve çözüme giden yolu engellemek için her türlü nedene sahip.”

“ÖLÜ BÖLGEDEKİ KRİZLER, ÖNGÖRÜLEMEYEN SONUÇLARLA PUSUDA BEKLİYOR…”

“Ancak, statüko sürdürülebilir değil. Ölü bölgedeki krizler öngörülemeyen sonuçlarla pusuda bekliyor. Zaman aynı kalıyor, ancak siyasi ve toprakla ilgili veriler hepimiz, Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler aleyhine değişiyor.

Şimdi, Kıbrıslı Türk vatandaşlarımızın açıkça ifade ettiği niyetle, iletişim ve anlaşma için bir perspektif yeniden açılıyor. Ve bu da sınırsız değil.

Kıbrıs sorununun çözümü için hiç kimsenin göz ardı edemeyeceği değişmez çerçeveler var. Bunlar, ilk olarak: En belirleyici unsurlarıyla 1960 anlaşmaları, devletin iki toplumlu karakteri; ve ikinci olarak: darbenin ve Türk işgalinin ardından adanın kuzey ve güney olarak bölünmesi.

Bugün, daha iyi bir gelecek için fırsatların yanı sıra, bizi takip eden yeni bir uçurum tehlikesiyle birlikte, yeniden bir eşikteyiz.”

“YENİ BİR YAKLAŞIMA İHTİYAÇ VAR…”

“Görüşmeler planlanıyor. Ancak, vah bize ki eski yöntemlere yeniden başlarsak. Birbirimize söyleyecek neyimiz varsa söyledik. Artık Kıbrıs sorununu gerçekten çözmek istiyorsak yeni bir etik, yeni bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Karşılıklı saygıya ve Erhürman için 'işgalci lider' gibi aşağılayıcı nitelemelerden kaçınmaya ihtiyaç var; iki taraftan da uzlaşma sözleri ve eylemleri gerekiyor. Günlük neredeyse silahlanma ve savaş endüstrileri açıklamaları artık güncelliğini yitirdi. Kıbrıs'ın toprak bütünlüğü ancak diplomasiyle güvence altına alınabilir, ordular ve savaşlarla değil.”

“MİLLİYETÇİLİĞİN BESLEDİĞİ BÖLÜNMEYE KARŞI SOLUN ORTAK MÜCADELESİ OLMALI…”

“Erhürman'a güvenmemiz gerekiyor ve eminim ki karşılığında aynı şekilde........

© Yeni Düzen