menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Tekke Bahçesi’ndeki tüm mezarlar açılmalı, tüm aileler kayıplarına kavuşmalıdır…”

14 1
saturday

Yıllar önce Kayıplar Komitesi’nin Tekke Bahçesi’nde yürüttüğü kazılarda, ailenin bildiği ve sürekli çiçek koymaya gittiği ve adının yazılı olduğu mezarın dışında başka bir mezarda kalıntıları bulunan Ecvet Yusuf’un oğlu Harper Orhon bir çağrıda bulunarak Tekke Bahçesi’ndeki tüm mezarların açılmasını ve tüm ailelerin kayıplarına kavuşturulmasını istedi.

Sosyal medya sayfasında yer alan yazısında Harper Orhon, “Tekke Bahçesi’ndeki tüm mezarlar açılmalı, tüm aileler kayıplarına kavuşmalıdır” dedi.

Harper Orhon’un paylaşımı şöyle:

“Şehit Ruso… Şehitleri anmışlar, anmayın… Bize şehitlerimizi verin ve artık rahat bırakın. Bugün “Şehit Hüseyin Ruso’yu” dedi Meclis Başkanı. Ölümünün 62nci yılında sorulması gereken sorular sorulmadı ama…

Ruso’yu kim vurdu? Ruso, Kaymaklı’nın Rumlar’a teslim edilmesini istemediğinde, TMT ile ters düştüğünden dolayı mı vuruldu? Ruso, TMT tetikçileri tarafından infaz mı edildi?

Ruso kayıp ilan edildiği halde nasıl olur da Tekke Bahçesi’nden naaşı çıkar?

Ruso’yu oraya gömen nasıl olur da onu tanımaz ama başkasının adına onu mezara koyar?

Ruso gibi uzun boylu, tanınan bir kişiyi gömenler nasıl tanımaz?

Ruso’nun içinden çıktığı mezarda adı kayıtlı olan şehit şimdi nerede?

Ayvasıl’daki toplu mezardan çıkarılan şehitler otopsi yapılmadan mı Tekke Bahçesi’ne gömüldü? Otopsi yapılmışsa raporlar nerede? Otopsi yapılmamışsa neden yapılmadı?

Ayvasıl’daki toplu mezardan çıkan şehitlerin bir çoğu tanındığı halde neden meçhul olarak mezara konuldu?

Tekke Bahçesi’ndeki tüm mezarlar açılmalıdır. 1974’te babamı bile yanlış mezara koyan bu TMT ruhlu sahte vatanseverler, silah arkadaşlarının mezarlarının yerlerinin olmadığını veya başka mezarlarda değişik insanların yattığını bile bile nasıl sessiz kalabiliyorlar?

Tekke Bahçesi’ndeki şehit mezarları açılmalı, tüm aileler kayıplarına kavuşarak kayıplık bitmelidir. Ailelerin gittikleri mezarlarda gerçekten üzerinde ismi yazılan kişi mi yatıyor? Bu şüpheden kurtulmalıdır. Devlet eğer devletse, bu durumdan dolayı şehit ailelerinden özür dilemelidir…”

BAKANLAR KURULU KARARI GEREKİYOR…

Bilindiği gibi, yıllar önce Tekke Bahçesi’ndeki mezarlarda bazı “kayıplar”ın gömülü olduğu hakkında görgü tanıkları ve belgelere dayalı olarak geniş yayınlar yapmıştık bu sayfalarda… Neredeyse 10 yıl boyunca bu konuda yürüttüğümüz kampanyalar ardından, en nihayet Tekke Bahçesi’ndeki bazı mezarlar Kayıplar Komitesi tarafından Bakanlar Kurulu kararıyla kazılarak bazı “kayıplar”dan geride kalanlar bu mezarlarda bulunmuştu. Kazılan bu mezarlarda kalıntıları bulunan kayıplar, ağırlıkla Ayvasıl’da bazı Kıbrıslırumlar’ın yaptığı katliamda öldürülüp toplu mezarlara gömülmüş olanlar ve Lefkoşa Genel Hastanesi morgunda Lefkoşa’nın çeşitli yerlerinde öldürülmüş olanların kalıntılarıydı. Morgtaki naaşlar hakkında Kıbrıslırumlar bir liste yaparak bu listeyi Kıbrıslıtürk liderliğine Kızılhaç aracılığıyla göndermiş ve sözkonusu naaşların gidilip teslim alınmasını istemişti. Ancak Kıbrıslıtürk liderliği 4 Ocak 1964’te gönderilen bu mektuba yanıt vermekten kaçınmış ve Kıbrıslırum liderliği de morgtaki naaşları da Ayvasıl’daki Kıbrıslıtürk mezarlığı dışına kazılan bazı toplu mezarlara gömmüştü. Morgtan götürülen naaşlar arasında Küçük Kaymaklı’da öldürülmüş olan Kıbrıslıtürkler de vardı. Kıbrıslıtürk yetkililerin İngiliz askerleri eşliğinde Ayvasıl’daki toplu mezarları açarak buradaki naaşları alacakları öğrenilince, o dönemki Kıbrıslırum yetkililer, bu toplu mezarları açarak içlerinden bazı naaşları alıp “kayıp” ettiler. Kıbrıslıtürk yetkililer ise bu toplu mezarları kazarak buldukları naaşları ailelere haber vermeksizin Tekke Bahçesi’nde oluşturulan mezarlığa defnetmişlerdi. Mezarların bir kısmının üstüne Ayvasıl’da öldürülen Kıbrıslıtürkler’in isimleri yazılırken, hastanedeki morgtan Ayvasıl’a götürülen ve oradan da Kıbrıslıtürk yetkililerce kazılıp çıkarılan naaşların gömüldüğü mezarların üstüne ise “Ayvasıl 1, Ayvasıl 2” gibi ibareler konulmuştu.

Bu süreçte Harper Orhon ve Nilgün Orhon’un yanısıra Ülfet Canseç de harekete geçerek, kendi babalarıyla ilgili çağrıda bulunmuş, çalışma yapmış ve gerek Ecvet Yusuf’un, gerekse Ülfet Canseç’in babası İsmail Bekir’in kalıntıları da yine Bakanlar Kurulu kararıyla Tekke Bahçesi’ndeki Kayıplar Komitesi kazılarında bulunmuş ve kimliklendirilmişti. Gerek Ecvet Yusuf, gerekse İsmail Bekir, mezarların üstünde yazılı isimlerin altında gömülü değillerdi, başka mezarlarda gömülüydüler. Tekke Bahçesi tam bir karmaşaydı. Bakanlar Kurulu kararlarıyla yürütülen kazılarda nihayetinde kimisi yedisi bir mezarda, kimisi beşi bir mezarda gömülü olan 1974’te savaşta öldürülmüş olan Kıbrıslıtürkler’in kalıntıları da açığa çıkmıştı. Oysa mezarların üstünde hep farklı isimler vardı ve mezarlar “tek kişilik” gibi dursa dahi, bazı mezarlarda beş, bazı mezarlarda yedi kişi gömülüydü…

Tekke Bahçesi’nde aslında yıllar içerisinde yapılan çeşitli “düzenlemeler” sonucunda mezarların üstüne tek tek isim yazılmış ancak o mezarlarda başkaları yatmaktaydı…

Bu nedenle Tekke Bahçesi’ndeki tüm mezarlar kazılmalıdır. Tekke Bahçesi dışında yine Kayıplar Komitesi tarafından yürütülmüş olan kazılarda, bazı Kıbrıslırumlar’dan geride kalanlara da ulaşıldı. Bu konuda çeşitli şahitleri Kayıplar Komitesi yetkilileriyle bir araya getirmiştik yıllar önce ve onlar da........

© Yeni Düzen