menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Enfield’de büyüyen iki Kıbrıslı film yönetmeni, Kıbrıslıtürkler’le Kıbrıslırumlar arasında empati yaratmayı hedefliyor...”

2 22
17.12.2024

Haringey Community Press’te Liz Heron imzasıyla 12 Aralık 2024 tarihinde yayımlanan haberde, Enfield’de büyüyen iki Kıbrıslı film yönetmeni, Cey Sesigüzel ve Andreas Tokkallos’un Kıbrıslıtürkler’le Kıbrıslırumlar arasında empati yaratmayı hedefledikleri belirtildi. Geçtiğimiz haftalarda Londra’da ve Kıbrıs’ta gösterilen “The Divided Island” (“Bölünmüş Ada”) başlıklı belgeseli çeken iki Kıbrıslı yönetmenle konuşan Liz Heron’un haberini özetle derleyip okurlarımız için Türkçeleştirdik. Haberde şöyle deniliyor:

*** Kıbrıslı iki yönetmen, Enfield’de çocukluk arkadaşı olmalarının, “Kıbrıs sorunu”nu ele alan ve adadaki Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler arasında empati yaratmayı teşvik etmek üzere film yapmalarına nasıl ilham verdiğini anlattılar.

*** “The Divided Island” (“Bölünmüş Ada”) belgeseli Kıbrıs’ın Britanya’nın sömürge döneminde başlayarak Rumlar’ın milliyetçi hareketini, bağımsızlığı, iç savaşı, Türk işgali ve bölünmeyi aktararak günümüzde ada sakinlerine uzun vadeli toplumlararası çatışmanın etkisini ortaya koyuyor.

*** Arşiv görüntülerine London School of Economics Profesörlerinden James Ker-Lindsay ve Avustralya Flinders Üniversitesi’nden Profesör Andrekos Varnava gibi önde gelen uzmanların yorumları ile adada yaşayanların karşı karşıya kalmış oldukları vahşet ve barış ile uzlaşmaya dair umutlarıyla ilgili kişisel tanıklıkları eşlik ediyor.

*** Arthouse Crouch End’de gösterimi uzatılan film, Kuzey Londra’dan Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk toplumlarından insanların yoğun biçimde doldurduğu salonda gösterilmeye devam etti Ekim ayında sinemadaki ilk gösteriminden bu yana... Southbury’de Cineworld’de de gösterildi belgesel.

*** Yönetmen Cey Sesigüzel ve eş yönetmen Andreas Tokkallos, 25 Kasım’daki gösterim ardından soru-yanıt bölümünde nasıl olup da böyle bir film yaptıkları sorusunu yanıtlarken, izleyicilerin coşkulu alkışlarıyla karşılaştılar. Cey ve Andreas, çocukluk arkadaşıydılar, Enfield Kenti’nde Chace Toplum Okulu’nda sınıf arkadaşıydılar... Film kursuna katıldıktan sonra farklı üniversitelerde film incelemeleri konusunda mezun olmuştu her ikisi de...

*** Mezuniyetten sonra Tokkallos ve Sesigüzel, “Two Fresh” adlı bir video üretim şirketi kurdular, 15 yıl boyunca bunu birlikte yürüttüler, büyük markalar için ticari şirket videoları yaptılar. Cey Sesigüzel, “Ancak bu öyküyü araştırmak için büyük bir merak duyuyorduk ve Kıbrıslılar’ın yaşamış olduğu paylaştıkları bu travmanın çevresinde biraz daha empati yaratma yöntemini araştırmayı umuyorduk...” diyor.

*** Filmin tarihsel anlatımı dikkatle dengelenmiş ve çatışmanın her iki tarfından da kişisel tanıklıklara yer verilmiş. Bunlardan birisi karma bir köyde yaşarken babası alınıp öldürülen bir Kıbrıslırum kadın ile 50 yıl aradan sonra hala oğlunun yasını tutan bir Kıbrıslıtürk annenin tanıklıkları var.

Cey Sesigüzel ve Andreas Tokkallos

*** Belgeselde kayıpların akıbetini araştıran e bu süreçte toplu mezarları bulan araştırmacı gazeteci Sevgül Uludağ’la da röportaj var. Aynı zamanda terapi uzmanı Tom Fortes Mayer de röportajında kişisel travmanın kalıcı etkilerini ve bu fasit daireyi kırma ihtiyacını aktarıyor.

*** Belgesel filmde Kıbrıslırum Andromahi Sofokleus ile Kıbrıslıtürk Kemal Baykallı’nın “Unite Cyprus Now” (“Kıbrıs’ı Şimdi Birleştiriniz”) adlı aktivist gruptaki çabalarına ışık tutuyor – grup, engellerin kaldırılara adanın iki ana toplumu arasında işbirliğinin ilerletilmesi için uğraş veriyor.

*** Tokkallos, “Bu filmi çekerken, kendi toplumumla ilgili korkularım vardı, bu filmi izleyip ne düşünecek, ne yapacaklardı?” diyor. “Büyürken dahi bazı şeyleri belli bir biçimde duymuştum. Bunun bilinçli olarak yapıldığını sanmıyorum. Yaşadıklarımızın yarattığı travmayla, öyküyü belli bir biçimde duyuyorsunuz... Ancak Cey’le çok iyi arkadaşız, Kıbrıs’ın kuzeyine geçtik, başka insanların bu sorunu nasıl yaşadıklarını işittik ve öğrendim ki aslında bu çok karmaşık bir durumdur, hala öyledir. Bizim göstermek istediğimiz de buydu, ne kadar karmaşık olduğunu yani...” diyor.

*** Sesigüzel ise Enfield’teki toplumun son derece entegre bir toplum olduğunu, büyürken Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum ailelerden çocukların arkadaş olup arkadaşlık grupları oluşturmalarının çok yaygın olduğunu anlatıyor. “İlkokuldayken Kıbrıslırum arkadaşlarım vardı, annemin en iyi arkadaşı Kıbrıslırum’du – bunu yalnızca Kıbrıslı olarak görüyorduk, bizim kuşak için bu normaldi... Çocukken politika yapmasınız değil mi?” diyor. “Ancak ergenliğe vardığınızda, farkına varıyorsunuz, 15, 16, 17 yaşlarındayken sorular ortaya çıkmaya başlıyor. Tartışmalarımız oluyordu çünkü iki farklı, birbirinin karşıtı görüş vardı tarihle ilgili bize öğretilip aktarılan...”

*** Sesigüzel, ergenlik çağındaki arkadaşlarıyla bu tür tartışmaların kendi kendine “Ne olduydu? Orta nokta nerededir?” diye soru sormasına yolaçtığını ve Kıbrıs tarihini tutkulu biçimde kendinden yetişkinlerle konuşarak öğrenmeye çalıştığını aktarıyor. “17 yaşımdan beri bu konuyu inceledim. Kıbrıs’la ilgili her kitabı okudum, Kıbrıs’la ilgili her filmi izledim. Film yapımcılığına bu konuda film yapmak maksadıyla girdim. Bir fark yaratmak istiyordum çünkü” diyor.

***........

© Yeni Düzen


Get it on Google Play