Nereye kadar?
Yolum Pazar günü Karşıyaka’ya düştü…
Aslında eski adı Vasilya olan bu köye çok sık giderim…
Yazın, hemen her hafta mutlaka Güzelyalı bölgesindeki sahilde denize girerim…
-*-*-
Geçen hafta o korkunç rüzgarda da bölgeden geçmiştim; değil denize girmek, sahilde durmak bile ürkütücüydü!
-*-*-
Pazar günü ise deniz kelimenin tam anlamıyla “uyuyordu”…
Ve sahilde çok sayıda olta ile balık avlayan insan vardı…
-*-*-
Pazar sabahı, ödül töreni gecikmesi ya da geciktirmesi nedeniyle Lefkoşa Maratonu kapsamında 4 kilometrelik halk yürüyüşünü yapamadım…
Öğleden hemen sonra Karşıyaka’daydım…
“Yürüyüp geliyorum” dedim…
-*-*-
Yanıma, arkadaşın köpeğini de aldım ve köyün en Batı kısmında tepeye doğru hareket ettim…
Müthiş inşaat yatırımları var ve devam ediyor…
-*-*-
Sokakta karşılaştığım veya güneşli havada evlerin bahçelerinde oturanları incelediğim zaman, tamamı yabancıydı…
-*-*-
Bu “iyi bir şey mi kötü bir şey mi?” diye kafamda kendi kendime tartışırken, uyuyan deniz sahiline indim…
Olta ile balık avlayanlar arasında bir tek yerli insan yoktu…
-*-*-
Haaaa bu arada Lefkoşa Maratonu’nda çeşitli yaş gruplarında kazananların isimlerine bakın, neredeyse madalya ya da plaket alanların yarıdan fazlası da yabancıydı…
-*-*-
Neyse, Karşıyaka faslımız akşam saatlerinde tamamlandı…
Bir adet elektrik kesilmesi ile birlikte tabii ki…
-*-*-
Liverpool – Manchester City maçını da orada telefonumdan izledikten sonra, Çamlıbel – Yılmazköy yolu üzerinden Gönyeli’ye döndük!
-*-*-
Çok merak ediyorum, sık sık KKTC’yi ziyaret eden Türkiyeli yetkililer mesela Geçitköy’deki barajı ziyaret ettikleri zaman bu yolu kullanmıyor mu?
-*-*-
Yoksa onların araçları çok mu kaliteli?
Yoldaki çukurları, beton atıklarını ve tehlikeli çökmeleri fark etmiyorlar mı?
-*-*-
Peki bizim hükümet üyeleri?
Cumhurbaşkanı?
-*-*-
Türkiyeli bir faşist........
© Yeni Düzen
visit website