Salâbetli Alevîlik ve lâkayt Emevîlik
Taraftar kaybettikçe, dünyevî bir cereyana yanaşan sadâkatsizler var.
Umduğu desteği bulamayınca, içinde göründüğü cemaatin şahs-ı manevîsini küçümsemeye yönelen “kifayetsiz muhterisler” var.
Maksadına nail olamayınca, yıllarca birlikte yürüdüğü yol arkadaşlarını tahkir-tezyif etmeye başlayan benciller var.
Var oğlu var…
Zaman içinde bunların hepsini gördük. Hatta, tuhaflaşan hâl ve hareketlerine yakînen şahit olduk.
Araştırıp okuduğumuz kadarıyla, tarihte de bu türden kimselerin çokça örneği varmış.
Yani, küçüldükçe kabaran, kaybettikçe yüksekten atan, yalnızlaştıkça kendini dev aynasında gören-gösteren, değer verip teveccüh gösterenlerin sayısı azaldıkça, aslında ne kadar büyük bir dava adamı olduğunu yansıtmaya çalışan bir nevî müflisler mezarlığı…
«
Hem tarihî, hem de aktüel yönleriyle cevabı merak edilen bir soru şudur: On dört asırlık zaman zarfında kimler niçin Alevî oldu ve kimler niçin Ehl-i Sünnet dairesine dahil oldu?
Bu mühim meseleye muhtelif cephelerden bakarak türlü cevaplar verilebilir. Biz de o cevaplardan birini aktarmaya çalışalım inşallah.
Alevîler bir yana, Ehl-i Sünnet cemaatine mensup olanların dahi mutlak ekseriyeti, Hz. Ali ve taraftarlarını........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar