"Sus! Sırf bir deri, bir kemik kalmış adam sus!.."
Zavallı susmasına susmuştu da ben yine ne büyük laflar etmiştim, neler söylemiştim? Ağzımdan çıkanı kulağım duymuyordu galiba! Uleyyân'da korkudan eser kalmamıştı. Biri onu konuşturuyordu galiba. O da vazifesini ifa için sabırsızlanıyordu. - Biliyorsun Behlûl! - Neyi Uleyyân? - Neyi olacak? Büyüklerimiz sık sık buyururlardı: Hürmetsizin işi doğru gitmez! Ben de elimde olmadan öfkelendim, ona: - Sus ey Uleyyân! Sırf bir deri, bir kemik kalmış adam sus! Köpeklerin kimin olduğunu bilseydin, bu boş lafları etmez, Sultan'ın yanında başımı taşlara vurdurmazdın! Allah bilir yedilerse, utandıklarından yemişlerdir! - !!! Zavallı susmasına susmuştu da ben yine ne büyük laflar etmiştim, neler söylemiştim? Ağzımdan çıkanı kulağım duymuyordu galiba! Baktım iş daha kötüye varacak yanımda bulundurduğum kızılcık ağacından yapılmış sopamı aldım yakınımızdaki kabristana girdim, mezarları var kuvvetimle dövmeye başladım. Öyle az buz da değil, avını yakalamış aslan gibi........
© Türkiye
visit website