Ya olmasa
Dağılan ve çöken…
Çözülen ve kopan…
Kırılan ve paramparça olup savrulan bir şeyler var…
Biz böyle değildik ağam! Biz böyle değildik…
“Danimarka Krallığında çürüyen bir şeyler var!” diyor Shakespeare’in Hamlet’i… Yalan değil, çürüyen çok şey var.
***
Biz böyle değildik!
Nasıl yitirdik birbirimizi, nasıl kaybettik içimizdeki güneşi?
Bizi birbirimize sımsıkı bağlayan o ruhu ve geleneği nerede unuttuk, sahi?...
Düğünümüzü komşularımız yapar, cenazemizi komşularımız kaldırırdı… Pencerelerimize kuşlar konar, sokaklarımızda çocuklar oynardı…
Edirne’de başımız ağrısa müsekkin Kars’tan yetişir; Nice Diyap Ağa’lar omzumuza omuz verirdi.
Ama sonra dünyayı saran hastalığa biz de tutulduk. Neo-liberalizmin vahşi saldırıları, Sosyal Maddenin amansız taarruzları ve küçülüp telefonlarımıza sığarak idraklerimize sunulan azgın modellere kapıldık.
***
“Sosyal Çözülme” ve “Yeni Dünya Düzeni”…
Kopan ve dağılan tespih taneleri gibiyiz şimdi.
Evimizde Deccal besliyoruz, eyvah!
Televizyon diyorlar bu tek gözlü canavara, onun yüzünden ateşe uyanıyoruz böyle her sabah…
Biz böyle değildik ağam, surumuzda gedik........
© Türkgün
visit website