menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Neuralink: Truva atı mı?

10 0
17.10.2025

***

Değerli Okurlar,
Yaşadığımız DijiÇağ’da, Mustafa Kemal Atatürk’ün “ilim ve feni her ferdin kafasına yerleştirme” ideali, bugün Elon Musk’ın Neuralink çip vizyonuyla sınanıyor. Peki, bu vizyon insanlığın umut kapısını mı aralıyor, yoksa bir Truva Atı gibi zihnimizi işgal mi ediyor?

Bu yazı dizisinde;
Musk’ın Neuralink, SpaceX ve Tesla projelerinin vaat ettiği jenerik cenneti ve taşıdığı karanlık riskleri birlikte sorgulayalım istiyorum.

Kısaca,
Elon Musk’ın Neuralink, SpaceX ve Tesla projeleri, insanlığın zihnine, uzaya ve doğaya hükmetme arzusunun görkemli ama bir o kadar da kaygı verici yansımalarıdır.

Neuralink, beyin-bilgisayar arayüzleriyle felçlilere umut vaat ederken, zihinsel mahremiyetin ihlali, özgür iradenin manipülasyonu ve insan kimliğinin erozyona uğraması gibi distopik riskler barındırıyor; üstelik bu teknoloji, insan zihnini dönüştürme vaadiyle hayvanlar üzerinde test edilerek başlayan yolculuğun etik sınırlarını da zorluyor.

SpaceX, Mars’ı kolonileştirme hayaliyle insanlığı çok gezegenli bir tür yapmayı hedefliyor; zira Musk, Dünya’nın iklim felaketleri veya asteroid çarpışmalarıyla yaşanmaz hale gelebileceğine inanıyor; ancak bu vizyon, uzayda yaşamın teknik ve biyolojik zorlukları, yüksek maliyetler ve etik belirsizliklerle gölgeleniyor.

Tesla ise elektrikli araçlar ve otonom sürüşle çevresel sürdürülebilirlik peşinde koşarken, batarya üretiminin doğaya zararları ve otonom sistemlerin güvenilirlik tartışmalarıyla yüzleşiyor. Bu üçlü, Musk’ın insanlığın geleceğini yeniden şekillendirme tutkusunu temsil ederken, her biri Pandora’nın Kutusu’ndan fırlayan umut ve tehlikelerle dolu.

İlk bölümde, Neuralink’in Truva Atı olup olmadığını irdelerken, SpaceX ve Tesla’nın vaatleri ve tehlikelerini ise yazı dizimizin devamında ele alacağız.

Yaşadığımız DijiÇağ’la ilgili "Kodlanan Gelecek¹" başlığıyla yazdık çizdik ama gelinen son gelişmeler hem düşündürücü hem de ürkütücü olabilir endişesi de yok değil...

İşte,
İnternette bir haber:

“Elon Musk’ın beyin çipi girişimi Neuralink’in yönetiminden gelen açıklamaya göre; insanların kafatasına yerleştirilecek beyin-bilgisayar arayüzü implantı için bekleyen yaklaşık 10 bin kişi bulunuyor.”

Bu cümle, bir yanda umudu, diğer yanda insanlığın yönünü değiştirebilecek bir tehlikeyi işaret ediyor ki, Neuralink, tıbbi bir mucize mi sunuyor, yoksa bizi özgür irademizi, kimliğimizi ve insanlığımızı sorgulayacağımız bir uçuruma mı sürüklüyor?

Değerli Okurlar,
“Jenerik Cennet” vaatleriyle gözlerimiz boyanabilir, ama “Film Cehennem”e dönüşmesin diye, insanlığın, kendi kaderi üzerinde oynadığı bu büyük kumarda neyi seçeceğinin çok önemli olduğunu düşünerek, bir taraftan teknolojinin reddedilemez umut kapısını aralarken, diğer taraftan karanlık dehlizlere inebilecek risklerini de bilmeliyiz.

Elon Musk’ın Neuralink projesinin de, insanlık tarihinin en cesur ve tartışmalı adımlarından biri olduğunu, başlangıçta felçliler, körler ve nörolojik rahatsızlıkları olanlar için beyin-bilgisayar arayüzleri (BCI) geliştirme hedefiyle yola çıktığını ama bu tıbbi kahramanlık hikayesinin zamanla çok daha büyük ama tehlikeli bir vizyona dönüşebileceği kuşkusuzdur.

İnsan bilincini yapay zekâyla birleştirerek, “Homo sapiens”i “Homo superior”a yani, modern, evrimleşmiş, akıl ve dil yeteneğiyle öne çıkan bir insanın; bilimkurguyla daha üstün yeteneklere sahip kılacak varsayımsal bir sonraki aşamaya sanki makineleşen insana dönüştürülmesi sözkonusudur ki,
bu, bir hayatta kalma stratejisi mi, yoksa süper-insan yaratma hayali midir?

Musk’a göre, yapay zekâ (AI): insanlığı birkaç yıl içinde “gereksiz” kılabilecek bir varoluşsal bir tehditmiş ve çözüm olarak önerdiği şey ise, insan beynine bir “dijital katman”, bir çip ekleyerek yapay zeka AI ile simbiyotik bir birleşme sağlamak. Kısaca, farklı türlerin veya organizmaların bir arada yaşaması durumu...

Neuralink, böylece sadece bir tıbbi cihaz olmaktan çıkıyor ve insan evriminin aracı haline geliyor. Ama bu vizyon, tıbbi umutlarla mı sınırlı kalacaktır yoksa "insanlığın özünü yeniden tanımlayacak" bir “Truva Atı” mı? olacaktır.

Soru da sorun da bu olsa gerek diye düşünüyorum ve
irdelemek de yarar var diyorum.

Değerli Okurlar,
Neuralink’in kısa vadeli hedefi, insan zihnini yeniden özgür kılmak olabilir ve yaklaşık 10 bin kişilik bekleme listesi de bu teknolojinin çaresizlik içindeki insanların umutları için somut bir gösterge de olabilir.Buna bir itiraz düşünülemez elbette, zira
bu meyanda atılan somut adımları görüyoruz.

Mesela,
Düşünceyle cihaz kontrolünde, 2024’te felçli Noland Arbaugh, Neuralink çipiyle bilgisayar faresini hareket ettirmiş, satranç oynamış ki, Stephen Hawking’in “daha hızlı yazabilme” hayalini bile aşan bir devrim gibi yorumlanmakta...

Blindsight Projesinde ise kör bireylerde görme yetisini, görsel kortekse doğrudan bağlantıyla geri kazandırmak hedefi var...

Omurilik yaralanmalarında yürüme yetisini geri getirmek, epilepsi, şizofreni gibi nörolojik bozuklukları kontrol etmek, hafıza kaybını onarmak gibi gelişmeler de dikkate alınırsa milyonlar için gerçekten bir umut ışığı olduğu açıktır.

Düşünün, bir ALS hastasının düşünceyle sevdiklerine mesaj yazması, felçli birinin robotik kolu kontrol etmesi, insanlık onurunu yücelten, görülmemiş bir başarıdır...

Ama,
Birçok uzman, “böylesi bir tedavi potansiyelini durdurmak etik dışıdır” dese de, teknolojinin en masum ve en acı yüzü yok mu? Tarih bize şunu öğretmiştir: Büyük teknolojik devrimler, genellikle en insani ihtiyaçları karşılayarak toplumsal kabul kazanır, tıpkı bilgiye erişim özgürlüğüyle gelen ama bugün veri mahremiyeti ve dijital gözetim sorunlarının da merkezi olan internet gibi...

Bu nedenle soralım;

Mesela,
Neuralink’in tıbbi mucizeleri, insan-makine birleşmesi gibi radikal bir dönüşümün “Truva Atı” olabilir mi?

Her ne kadar Elon Musk, Neuralink’in asıl amacı “insan bilincini AI ile birleştirmek”... Yapay zekânın insanlığı “gereksiz” kılmasını engellemek için beyne bir “neural lace” (beyin ağı), implant ya da çip eklemeliyiz dese ve onun vizyonu olsa da kapsamı çok geniş ve riskli değil midir?

Yani, düşüncelerin doğrudan iletimi, evrensel bir dil yaratma olasılığı ve beyine bilgi yükleme ki, İnsanlığın “Homo superior”a evrilmesi! Ne ola ki?

Ayrıca,
Bu, Musk’ın diğer projeleriyle de bağlantılı. Mesela Mars kolonisi için üstün beyinler gerekli, Tesla için insan-makine refleks entegrasyonu, X için kolektif bilinç alanı vs. Dikkat!

Artık,
Eleştirmenler de, tıbbi hedeflerin sadece bir “cover story” yani bahane, hikaye olduğunu, asıl amacın AI ile simbiyoz yoluyla yeni bir tür yaratmak "Homo Superior" olduğunu savunuyor. Kısaca bu vizyon büyük riskleri de barındırıyor diyorlar:

-Gizlilik Riski: Beyin verileri kimde toplanacak? Hacklenirse ne olur? Neuralink “veri bireyde kalacak” dese de, dev bir zihin veritabanı oluşması........

© Toplumsal