menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Otokratlar bilgiden-sorgulamadan nefret eder, artık Trump’ın zaferi kesin değil

45 1
22.07.2024

Diğer

22 Temmuz 2024

Otokrasi ile yönetilen rejimlerde ilk yok edilmeye çalışılan bilgidir-sorgulamadır, tartışmadır. Otokratlar bilgiyi-bilimi, soranı-sorgulayanı değersizleştirmeye, mümkünse sistem dışına atmaya çalışırlar. Yolları vardır elbet bunun. Medyayı ele geçirirler ya da kendilerine yakın sermaye gruplarına kamu kredisiyle verirler. Artık haber-yorum değil propaganda duyulmaya, görülmeye başlanır. Azınlık da olsa bağımsız hareket etmeye çalışan medya gruplarına, orada çalışanlara itibarsızlaştırmadan iftira ile özgürlüklerinden edilmeye vergisel cezalara pek çok yaptırım uygulanır. İktidar sözcüsü haline getirilen ‘büyük medya’ya ‘gerçek olmayan-gerçek ile bağı zayıf’ (post truth) kimi zaman korkunun kimi zaman geçici umudun yaygınlaşması için içerikler ürettirilir-verilir. Medya grupları parti organına ‘gazeteciler’ haber elemanına dönüştürülür.

Aynı anda sivil toplum kuruluşlarının, ürettikleri materyalleri, en sıradan toplantıları ‘ülke güvenliğine tehdit’ olarak hedefe alınır, yöneticileri hapse yollanır. Ki geride kalanlar sıradanlaşsın, içeridekine bakıp dışarıda kaldığına ‘sevinir hale’ gelsin.

Muhalif siyasetçiler içi boş iddianamelerle yıllarca hapiste tutulurlar. Adalet ‘iki dudak arasındadır’ artık. Kitleler korku ile uyuşma arasında bir haldeyken er ya da geç bir şekilde sıranın kendilerine geleceğinin farkına varmazlar. Soru sorulmayan-tartışma olmayan hukukun ayaklar altına alındığı rejimlerde ekonomiden kişisel güvenliğe sıranın er ya da geç kendilerine geleceğinin farkına vardıklarında aslında geç de kalınmıştır.

Bilginin değil, gücün entelektüel birikimin değil ne şekilde kazanılırsa kazanılsın paranın önemli hale geldiği bir memleket yaratılır. Elitler-monşerler diye boşalttıkları alanlara liyakatlı değil parti-lider sadakatini önceleyen isimler getirilir. Ki işler ‘sayın’ın günlük-anlık politik ihtiyaçlarına göre, ‘emir ikiletmeden’ tensipleriyle yapılsın gerekirse de görevden af istensin.

Tabii en önemli yerlerden biri üniversitelerdir. Bilgi, sorma, sorgulamanın öğretildiği, yeni özgür-özgün fikirlerin üretildiği alanlar. Buralarda da gerekirse yeni bir ‘üniversite anlayışı’ getirilir. İktidar gibi-iktidarın istediği gibi düşünen. Bilime-bilgiye değil iktidara-sadık. Bunun için kimi yöntemler bulunur. Akademisyenlere davalar açılır, üniversitelerden uzaklaştırılır, okullarına sokulmaz, bir nevi ‘bilimsel kırım’ yapılır. ‘Giderlerse gitsinler’ dir. Entelektüel çölleşme, bilginin değersizleşmesi bir toplumun en büyük çürümesidir.

Otokratlar birbirlerinden ilham da alırlar. Bir toplantıda dinlediğim Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cemal Kafadar şunu anlatmıştı:

"Trump'ın çevresinde bulunan birilerinden meslektaşlarıma, meslektaşlardan meslektaşlara, oradan bana gelen aramızda konuştuğumuz bir konu var. Trump şu anda 2024 seçimlerini kazandığı takdirde üniversiteler ve medyada acil ne yapabilirim diye Erdoğan'ı, Modi'yi, Orban'ı çalışıyormuş."

Bu yazı üzerinde çalışırken ABD’den Demokrat Parti’nin adayı Joe Biden’ın adaylıktan çekildiği haberi geldi. Zihinsel sorunları nedeniyle hayli zorlanan Biden’in yerine pek muhtemel Kamala Harris aday olacak. Zaten........

© T24


Get it on Google Play