menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Köpek...

26 43
31.05.2024

Diğer

31 Mayıs 2024

Bu hafta, öncelikle “MAARİF NAZIRI TEVFİK EFENDİ HAZRETLERİ (-Latife olsun diye böyle yazıyorum; konuşma tarzına bakılırsa Arapça ve Osmanlıca seviyor ki sık sık kullanıyor- ben de onun da hoşuna gidecek şekilde hitap edeyim dedim.) ve getirdiği “yeni MAARİF MÜFREDATINI” araştırmak ve yazmak istiyordum.

Beni daha da ilgilendiren, bugünlere gelmemde en önemli faktörlerden biri olan ANKARA KOLEJİ ve bu okulu kuran TÜRK EĞİTİM Derneği ve derneğin bugünkü Başkanı Selçuk Pehlivanlı ve yönetiminin bu “müfredattaki” -eğer varsa- rolünü anlamaktı.

Dernek, Atatürk’ün talimatı ile, Genç Cumhuriyetin, tamamen yabancı hocalar ile, İngilizce (Ek Almanca ve Fransızca) tedrisat yapan ilk DEVLET okulu olan ANKARA KOLEJİN'İ kurmuştu.

O tarihlere kadar, Anadolu insanına dini tedrisat yaptıran Osmanlı yönetimi, böylelikle halkımızın yüzlerce yıl geri kalmasını sağlamıştı.

Sevgili Okur; bu konu en önemli konumuzdur… Cumhuriyetimiz için ”beka” meselesidir. Bakan’ın dediğine göre 63 bin tane “görüş” gelmiş. Ancak kaç tanesi lehte, onu söylemiyor. Araştıracağım. Eğer “mevzuat” yürürlüğe girerse şiddet ile mücadele edeceğim...

Ancak, yaşadığım süreçte çok aziz bir dostumu kaybetmek üzere olduğum için, bu hafta yeteri kadar araştırma ve görüşme yapamadığım için eğitim konusunu önümüzdeki haftalara bırakmak durumunda kaldım.

Bu dostum ile 10 yıl evvel yaşadığım sitede tanıştık.

Bir gece yüzme havuzuna düşmüş, site görevlimiz Ahmet onu kurtarmış, ilk yardımını yapıyordu. Ben de yardım ettim. Dostum kısa sürede düzeldi; kendisi de uygun gördüğü için, benim evimde, bahçemde kalmasına karar verdik.

10 yıl çok güzel günler geçirdik. Bazen onun gönül hikayeleri yüzünden, konu komşu ile darıldığımız günler oldu.

Bir defasında da komşum İrfan’ın dostu bir Pointer’ı -muhtemelen bir gönül meselesinden- patakladı, Allahtan İrfan anlayışlı bir kimse, hadiseyi ikisini de azarlayarak kapattık...

Bir defasında, aşağı mahallede dünya güzeli bir Labrador, bizimkinin sokak köpeği filan olduğuna bakmadan, hem kendini hem dostumu epeyce mutlu etmişti. Netice alır mıyız? Torun olur mu? filan diye bekledim, ama taşındılar. İkimiz de mutsuz olduk..

Ona yüzme öğrettim; ancak dalgıçlığı pek beceremedi; gözlük takmağa kalkmamı itiraz ile karşıladı.

Doktoru Zeynel’i pek sevmezdi; canını acıtır, anlamadığı işler yapardı...

Beraber sık sık yürüyüşe çıktık, balık tuttuk, otomobil gezileri yaptık. Doğrusunu söylemek gerekirse, kızım Defne gibi onu da otomobil tutuyordu; genellikle arka kanepede yatar, sabırla otomobilden ineceğimiz anı beklerdi.

Hayret edilecek bir şey, otomobil tutuyor, ancak tekne tutmuyordu. Deniz seyahatleri de yaptık. Aynı lisanı konuşmamamıza rağmen, aramızda müthiş bir uyum ve anlayış vardı.

Bazı yalnız geceler, biraz kırmızı şarap eşliğinde........

© T24


Get it on Google Play