menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Soru hâlâ ortada Aziz Bey!

21 1
24.12.2023

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

24 Aralık 2023

Aziz Nesin 108 yaşına girdi! Kimi insanlar ölüm yıldönümlerinde değil, doğum günlerinde anımsanmalıdır; çünkü onlar ürettikleriyle, hayata kattıklarıyla yaşamaya devam ederler. Kaldı ki Aziz Nesin'in bir mezarı bile yok, ölmemiş gibi. Hakikaten ölmemiş gibi çünkü onun öykülerini, romanlarını yeniden okumak bir yana, yaşıyor gibiyiz. Öyle ki, bu ülke bir sahne sanki, Aziz Nesin oturup hiç bitmeyecek bir oyun yazmış, biz de bütün bir millet bu oyunu bıkıp usanmadan oynuyoruz. Ama öyle bir oyun ki bu, halkın söylemiyle "tam da Aziz Nesinlik." Hem oyuncuyuz hem seyirciyiz ve durmadan gülüyoruz ağlanacak halimize. Belki o da bir yerlerden bakıp gülüyordur ve "İnsan yalnızca söylediklerinden değil, sustuklarından da sorumludur" diye mırıldanıyordur.

O susmamış hep söylemişti. Sertellerin Tan gazetesi faşistlerce basılıp darmadağın edilene kadar orada söylemişti. Sonra sermayesini Sabahattin Ali'nin sağladığı Marko Paşa'da yazmıştı. O kapatılmış, "Malum Paşa"yı çıkarmışlar, o da kapatılmış, "Bizim Paşa"yı çıkarmışlar ama hiç susmamışlardı.

Ondan hep siyasal taşlamalar, politik yergi öyküleri bekleyenlerin gülüşlerini dudaklarında donduran bir kitapçıkla, 1947'de gündeme geldiğinde ise ortalık yıkılmıştı: "Nereye Gidiyoruz?" diye soruyordu; Türkiye nereye gidiyordu? Emperyalizmin kucağına mı oturacaktı? Sen misin soran, gel bakalım deyip alırlar içeri. "Savcı yirmi iki yıl hapsimi istiyordu. Suç eylemi eksik kaldığından, her ne kadar sıkıyönetim varsa da savaş hali sayılamayacağından… Pazarlık, pazarlık… Tut aşağı, vur yukarı: On ay hapis ve Bursa'ya sürgün" diye anlatacaktı sonradan o günleri.

Ve Bursa sürgün günleri. "Bir Sürgünün Anıları" bana kalırsa Aziz Nesin'in en parlak yapıtlarındandır. Yaşanmışlığı o kitabı özel bir yere koymamızı gerektiriyor. Memleket aydınına iktidarların ve kitlelerin neler çektirdiğini öyle anlatır ki o trajik günleri gülmekten okuyamazsınız! Evet evet, yanlış yazmadım, gülmekten okuyamazsınız… Çünkü o fikirleri nedeniyle cezaevine tıkıldığında da sırtında bir denkle iki jandarma arasında ve kelepçeyle sürgüne gönderildiğinde de elindeki en vurucu, en sağlam silahı, gülmeceyi hiç bırakmadı.

Bursa'ya girişini "şehre girişim pek anlı şanlı oldu" diye anlatmaya başlar. Şehirde şenlik vardır, kalabalıklar, fenerler, bando… Aziz Nesin iki jandarmanın ortasında elleri kelepçeli, sırtında çıkını ile kalabalığın ortasında kalır. Bando marşlar çalmaya başlayınca iki jandarma bir anda uygun adım yürümeye başlarlar. Ortalarında kan ter........

© T24


Get it on Google Play