menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hatıralar: Belleğimizin tozlu rafları

25 11
09.06.2024

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

09 Haziran 2024

Binbir Gece Masalları’nda, ilk okuduğumda hemen altını çizdiğim, yıllar içinde zaman zaman üzerine düşündüğüm bir bölüm vardır: Kadın esir Canayakın, halifenin huzurunda ülkenin bilginlerince sorgulanır. “Aklın bedendeki yeri neresidir?” diye sorarlar, genç kadına. Biraz düşünür ve “Yüreğimizdir” diye yanıtlar bilginleri, “oradan esinleri beynimize yükselir ve orada mekân tutar.” Bu kadim bir bilgidir aslında, doğunun duyguyla düşünceyi eşdeğerde gören anlayışını açıklar. Yüreğimizden beynimize yükselen ve orada yaşayan “esin” nedir sorusunun yanıtı da sorsalar “kelimeler” olurdu herhalde. Çünkü bütün esinler gelip kelimelerde düğümlenir. İçimizde yaşattığımız, değişen zamanlarda değişen anlamlar yüklediğimiz birçok kelimelerin doğumu gerçekten de yürektedir.

Dünya klasikleri içinde sayılan bu masallarda, hikâye içinde hikâyeler ve eskimeyen çağrışımlar bulmuşumdur hep: Şehrazad’ı, Şehriyar’ın ölüm buyruğundan bin bir gece boyunca koruyan da kelimelerin gücüdür. Başka bir deyişle Şehrazad’ın yüreğinden geçen hikâyeler, aklının gücüyle onu hayatta tutmuştur. Bu, her çağda böyledir. Yürekte doğan aklın esinleri, yani kelimeler, belleğimizde varlıklarını sürdürürler. Felsefeci Heidegger “dil varlığın evidir” derken elbette buna işaret ediyordu. Ama ben yine de duygularla düşünceler arasında görünmez bir yol olduğuna, orada unutulmuş nice kişi ve olayın hayaletler gibi dolaştığına, kelimelerin hiç durmadan o yolu iki yönlü olarak kullandığına ve pek de denetip altına alınamadıklarına inananlardanım.

İki hafta önce, kitaplıkların hüzünlü raflarından söz ederken “hayatımızın da tozlu rafları vardır” diye not düşmüştüm. Ancak şunu sormaktan kendimi alamıyorum: Varlığımız dille beliriyorsa, varlığımızı oluşturan ama hayatımızın tozlu raflarında yerini alan, unutulmaya yüz tutmuş kelimeler gerçekte kime, neye aittir? Yazıyı buraya kadar okumaya katlanmış değerli okurların “elbette ki hatıralara aittir” dediğini duyar gibi oluyorum ve buna katılıyorum. Çünkü kelimeler, sadece kapsadıkları anlamla sınırlanamazlar; yaşanmışlıklar ve insanlar da bu anlama........

© T24


Get it on Google Play