menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

ABD elçisinden İliç'e uzanan yol: ÇED raporundaki itiraflar

48 19
17.02.2024

Diğer

17 Şubat 2024

Bergama direnişinin yavaş yavaş sönümlendiği zamanlar…

Toprağını, köyünü kurtarmak için yola çıkan, sivil itaatsizlik eylemleriyle bütün ülkenin sempatisini kazanan Bergama köylülerinin neredeyse hain ilan edildiği, Alman vakıflarının parasıyla sokağa çıktıklarının gündeme getirildiği dönemler…

Ve bir yandan, Bergama'daki altın madeninin en güçlü PR faaliyetlerini yürüttüğü yıllar…

Ege Ordu Komutanı'ndan DGM Savcısı'na, yerel idarecilerden gazetecilere kadar uzanan ziyaretçiler, altın madenine davet ediliyor ve madenden başkalaşmış bir biçimde çıkıyorlardı.

Her ne hikmetse, hepsi altın madeninin ulusal bir mesele olduğu söylemiyle ayrılıyordu madenden.

Bergamalılar kullanılıyorlardı! Alman vakıfları, direnişi örgütlüyordu!

Nasıl bugün bir anda insanlar benzer hezeyanlarla linç ediliyorsa, o dönemde de aynısı yaşandı.

Altın madenini gezen DGM Savcısı, sonradan beraatle sonuçlanan Alman Vakıfları Davası'nı açtı.

Hak savunucuları, ajanlık suçlamasıyla karşı karşıya kaldı.

Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in bile inandırıldığı, "Lozan'ın süresi 2023'te bitiyor, Bor madenini çıkartacağız" tezine benzer tez şuydu:

"Bergama'da çıkartılacak altın, Türkiye'nin kaderini değiştirebilecek boyutta. Bu nedenle Almanya altının çıkartılmasını istemiyor. Alman vakıfları bu yüzden devreye sokuldu."

Sene 2024…

Bergama ve çevresinde artık altın çıkartılmayan bölge kalmadı. Hedef yeni bölgeler, yeni madenler haline geldi.

Bergama Altın Madeni'nin patronları açısından her şey yolunda giderken, Danıştay'dan, çevresel etki nedeniyle yürütmeyi durdurma ve iptal kararları geldi.

Ülke öyle bir etki halindeydi ki yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarını geçersiz kılmak için Bakanlar Kurulu prensip kararı bile aldı.

Almanya'ya karşı ulusal kurtuluş mücadelesi veriliyormuş gibi bir atmosfer oluşturulmuştu. Kimsenin gözü ne ajanlıkla suçlananlar hakkındaki beraat kararını ne de Bergamalılar'ın direnişini görüyordu.

Bir başka sorun imarla ilgiliydi.

Danıştay'ın 2004'te verdiği iptal kararıyla Çevre Bakanlığı izni iptal edilince maden mühürlendi. Madeni işleten konsorsiyum yine faaliyetteydi. Durmaksızın önlerine çıkartılan engellerden şikâyet ediyordu. Ve derken apar topar imar planı hazırlandı, hızla gerekli izinler verildi. Şaşırtıcı bu hızın nedenini Evrensel Gazetesi'nden Özer Akdemir açığa çıkarttı.

Halen hak ettiği kadar konuşulmayan değerdeki habere göre, ulusal bağımsızlık mücadelesi gibi gösterilen sürece ABD de dahil olmuştu.

Dönemin ABD Büyükelçisi Eric Edelman, imar planlarının bir an önce hazırlanmasını istemiş, bu konuda bir mektup yazmış, hükümete ve İzmir Valiliği'ne gönderilen........

© T24


Get it on Google Play