menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Rüşvet suçu kara paranın öncülü değil miydi?

84 4
26.06.2024

Diğer

26 Haziran 2024

Türkiye, kara para ile mücadele konusunda OECD'ye bağlı bir grubun üç yıl önce aldığı Gri Liste'den çıkabilmek için gün sayarken, OECD'ye bağlı bir başka grubun Türkiye'nin yabancı rüşvet konusunda üzerine düşenleri yine yerine getirmediğine ilişkin kapsamlı bir rapor yayımladı.

"OECD Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi 4. Aşama Raporu" başlıklı rapor, 78 sayfa. Türkiye'nin defalarca (son olarak 2022 yılı) söz vermesine karşın, rüşvetle mücadele için gerekli yükümlülükleri yerine getirmediği vurgulanan raporda, yapılması gerektiği konusunda 21 ayrı başlık altında tavsiyeler listelendi.

OECD Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubu'nun hazırladığı raporda, Türkiye'de basın üzerinde sansür olduğu belirtilerek, çok sayıda haberin erişime engellendiği verilerle yer alıyor. Basın özgürlüğünün olmayışının özellikle yolsuzluk haberlerinin ortaya çıkması konusunda derin bir kaygı yarattığının altı çiziliyor.

Türkiye, 2000 yılından bu yana "Uluslararası Ticari İşlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Rüşvetin Önlenmesi Sözleşmesi"ne taraf. Bu doğrultuda, OECD Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubu tarafından 2016 yılında izlemeye alındı. Son raporda, Türkiye'nin başlangıç aşamasına göre belli alanlarda mesafe aldığı belirtilirken, buna rağmen çok fazla eksiği olduğu ve temel yükümlülükleri yerine getirmediği belirtildi.

Rapordan öne çıkan bazı başlıklar ile değerlendirmeler özetle şöyle:

- Yabancı rüşvet riski değerlendirilmedi: Türkiye, özellikle yabancı kaynaklara dayanan kara para aklamanın oluşturduğu riski değerlendirmemiştir. 2018 ve 2022 yıllarında kara para aklama konusunda ulusal risk değerlendirmeleri gerçekleştirildi. Yapılan değerlendirmede, yolsuzluğun vergi kaçakçılığı ve insan kaçakçılığı ile eşit, orta düzeydi bir tehdit olduğu yargısına varıldı.

- Ne yazık ki yolsuzluk genel bir konu olarak ele alındı. Yabancı rüşvet (yani kara para aklama tehdidi) öncül bir suç olarak incelenmedi. Oysa bu suçun doğasındaki sınır ötesi niteliği, bağlamı nedeniyle ekonomik sektörler bu suçu işleme riski altındadır.

- Medyadaki iddiaların üzerine gidilmedi: Türkiye, 3. Aşama'dan bu yana medyada yer alan 12 yabancı rüşvet iddiasından hiçbirini tespit edemedi. Uygulamada savcılar, yabancı rüşveti tespit etme sorumluluğunu üstlenmemiştir. Bu işlevi, Türkiye'nin diplomatik misyonlarının yerine getireceğini varsayıyorlar.

- Basın özgür değil: Eğer basın rüşvet iddialarını duyurmakta özgür değilse, etkili medya izlemesi yapılsa bile bunun yabancı rüşveti tespit etmekte bir yararı olmayacaktır.

Raporu hazırlayan OECD Çalışma Grubu, kurum ve kuruluş taraflar ile yaptığı görüşmelerde; basının ve canlı araştırmacı gazeteciliğin "yabancı rüşvet meselelerinin ciddi, güçlü ve yüksek profilli haberciliğinin geliştirilmesinde" önemli bir rol oynadığını defalarca belirtmiştir.

Türkiye'de basın teorik olarak özgürdür ve sansür edilemez. Anayasa'nın 28. Maddesi bunu öngörür.

- Ancak Anayasa garanti etse de uygulamada basın özgürlüğü Türkiye'de çok zayıftır. (Rapor'un 14. Sayfası ve 22. Paragraf) Türkiye'de basın özgürlüğü özellikle 2016 yılından bu yana keskin bir biçimde kötüleşmiştir. Medyanın yüzde 90'ının hükümetin kontrol ettiği belirtilmektedir. Sadece 2022 yılında 40 gazeteci cezaevine gönderilmiştir.

- Basın kartı başvurularının keyfi olarak reddedilmesi, düzenleyici kurumlar tarafından uygulanan para cezaları, reklamların kullanılması, eleştirel medya kuruluşlarına açılan davalar söz konusudur.

Türkiye, cezaevindeki gazetecilerin hiçbirinin "sadece gazetecilik nedeniyle" hapis olmadı iddiasında.

- Yolsuzluk iddialarına adli sansür: Yolsuzluk iddialarına ilişkin medya haberlerine adli sansür endişe vericidir. Sivil toplum raporlarına göre 2020-2021 döneminde 26 mahkeme 658 kararla internetteki bilgi ve içeriklerin çıkarılmasına yönelik karar verdi. Bu vakaların yüzde 88'i yolsuzluk ve usulsüzlük raporlarıyla ilgiliydi. Bu kararlar "kişilik haklarının ihlali" gerekçesiyle alındı. İçerik kaldırma kararı 2022 yılında 40 bin 536'ya yükseldi.

Sansür, Rüşvete Karşı Sözleşme'nin uygulanması açısından en az üç konuyu gündeme getiriyor:

- Kolluk kuvvetleri, sansürlenen bir yabancı rüşvet iddiasını öğrenemeyebilir.

- Kolluk, adli olarak üzeri örtülmüş bir iddiayı öğrense bile, soruşturma yapıp mahkeme kararına karşı gelip gelemeyeceği kuşkuludur.

- Hükümet için potansiyel olarak utanç verici olan yolsuzluk iddialarına........

© T24


Get it on Google Play