Bugünün en önemli görevi
Cumhuriyetin kuruluş hikâyesi, yalnızca bir ülkenin bağımsızlık mücadelesi değildir.
Küllerinden yeniden doğan bir ulusun hikayesidir. Dört bir yanı işgal altında, adeta nefes almak için bile izin bekleyen bir halk, çaresizliğin pençesinde kıvranırken bir umut belirir; Mustafa Kemal Atatürk.
Atatürk, yalnızca bir lider değil, halkının geleceğini kararlılıkla, ilmik ilmik dokuyan bir rehberdir.
Zafere giden yol zorluydu, hatta imkânsız. Sayısız yokluk ve engelle doluydu.
Ordusunun elinde silahı, cephanesi yoktu; halkın üstünde ne doğru düzgün kıyafet ne sofralarında bir kap yemek vardı. Ama onlar yılmadılar, çünkü Mustafa Kemal’e inandılar. Mustafa Kemal özgürlüğün ve bağımsızlığın kutsallığına inanıyordu. Ona göre, bir ulus ya tam bağımsız olurdu ya da tarihin tozlu raflarına gömülüp giderdi. Atamız da halkına inandı.
İşte bu inançla, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi.
Günümüzde, Atatürk'ün yarattığı bu bağımsızlık ruhunu anlamak her zamankinden daha önemli. Çünkü Cumhuriyet demek, yalnızca bir yönetim biçimi değil; bağımsız düşünce, özgür bireyler, eşit yurttaşlar demek.
Bugünün Türkiye’sine baktığımızda, kimi zaman özgür düşüncenin zedelenmesi, sosyal hakların kısıtlanması, eğitim sistemindeki zorluklar, adalet mekanizmasındaki aksaklıklar gibi toplumu derinden........
© Sözcü
visit website