Mutluluk bir hedef değil
İşte kutlanacak bir gün daha! Ama bu seferki gerçekten kutlamaya değer. Birleşmiş Milletler, 2012 yılında aldığı kararla 20 Mart’ı “Dünya Mutluluk Günü” olarak ilan etmiş.
İnsanlar asırlardır mutluluğun formülünü arayıp durmuşlardır. Oysa mutluluk kişiye özeldir. Kimine göre büyük başarılar mutluluğun anahtarıdır, kimine göre ise mutluluk küçük anların içinde saklıdır. Kimi zenginlikte, kimi başarıda, kimi aşk ve dostlukta mutluluğu arar.
Genelde mutluluğu bir hedefe bağladığımız için beklemede kalırız. Daha fazla paramız olunca, daha iyi bir işe sahip olunca, hayalimizdeki eve taşınınca mutlu olacağımızı düşünürüz. Belki de en büyük hata, mutluluğu bir hedef gibi gelecekte görmektir. Çünkü mutluluk, varılacak bir yer değil, yolda hissedilen bir duygudur.
★★★
Mevlana’nın da dediği gibi: “Şu an mutluluk vaktidir. Ne geçmiş vardır ne gelecek. Hayat dünden ibret, yarından ümitle bugünü yaşamaktır.” İnsan zihni sürekli geçmişi düşünerek pişman olur ya da geleceği düşünerek kaygılanır. Oysa yaşanan tek gerçeklik, şu andır.
Jean-Jacques Rousseau, “Mutluluk, büyük ölçüde sabır ve küçük şeylerden keyif alabilme sanatıdır” der. Mutlu olmayı büyük olaylara bağlamak, ona ulaşmayı zorlaştırır, hatta bazen imkansız kılar. Oysa mutluluk, her gün önünden geçip gittiğimiz ama fark edemediğimiz detaylarda saklıdır.
Günün en güzel anları, bazen en sıradan gibi görünen olaylar, bize fark etmediğimiz mutluluklar sunar. Sabah kahvesini........
© Sözcü
