menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İnsan hakları (II)

7 9
20.12.2024

Avrupa devletleri İnsan Hakları Bildirgesi ile yetinmeyip 4 Kasım 1950 tarihinde "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"ni1 imzalamışlardır. Bu sözleşmede de, “…Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir (m. 9). … Bu Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır (m. 14)” gibi insan haklarına vurgu yapan ifadeler vardır. Bu sözleşmeye bağlı kalınması için, 21 Ocak 1959’da da kararları imzacı devletleri bağlayıcı olacak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kurulmuştur.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 20 Kasım 1989 tarihinde de Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni2 kabul etmiştir. Bu sözleşmede yer alan hakların bir bölümü şöyledir: “Bu Sözleşme uyarınca çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, onsekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır (m. 1). … Taraf devletler, çocuğun düşünce, vicdan ve din özgürlükleri hakkına saygı gösterirler (m. 14). (...) Taraf Devletler, çocuğun eğitim hakkını kabul ederler ve bu hakkın fırsat eşitliği temeli üzerinde tedricen gerçekleştirilmesi görüşüyle özellikle: İlköğretimi herkes için zorunlu ve parasız hale getirirler (m 28).” Bu bildirileri pek çok devlet imzalamış olsa da, imzalarına ihanet eden devletler de çoktur. Bu konuda en çarpıcı durum, İsrail ile insan hakları konusunda öncülük eden piyasacı/kapitalist devletlerin tutumudur.

Yahudiler, tarihte bulundukları topraklardan birkaç kez sürülmüş bir toplumdur. İlkçağda Mısır’dan Filistin’e, Filistin’den Babil’e, Babil’den Filistin’e sürülmüşlerdir. Roma İmparatorluğu, Yahudi ayaklanması sonrasında 69 yılında Yahudileri Kudüs dışına sürgüne gönderip onların tüm dünyaya yayılmasına yol açmıştır. O zamandan beri Yahudilerin bir kısmı, Tevrat’a göre kutsal toprakları olan Filistin’e dönmeyi düşünmüşlerdir. İspanyollar 1400’lerin sonlarında Emevi Müslümanlarını İspanya dışına çıkardıklarında, ülkelerindeki Yahudileri de sürgüne göndermişlerdir. Hitler, II. Dünya Savaşında Almanya’da ve işgal ettiği ülkelerdeki Yahudilere karşı soykırım uygulamıştır.

II. Dünya Savaşı sonrasında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 29 Kasım 1947’de Filistin’deki bir bölgeyi Yahudilere tahsis etmiştir. Filistin’de yaşamaya devam eden Yahudilerle dünyanın hemen her yerinden gelen Yahudiler, 14 Mayıs 1948’de kendilerine tahsis edilen bölgede İsrail devletini kurmuşlardır. İsrail devlet olduktan sonra, Yahudi olmayan Filistinlilerle barış içinde yaşamayı değil, onlara dünyayı dar etme politikasını sürdürmüştür. 1967’de gerçekleşen Arap-İsrail savaşından sonra işgal ettiği topraklardan çekilmemiş ve zaman zaman Müslümanların Kudüs’teki kutsal mekanı ‘Mescid-i Aksa’ya........

© soL


Get it on Google Play