menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Trump Venezuela’yı işgal edecek mi? 

46 35
19.09.2025

ABD, Ulusal Savunma Stratejisi’ni değiştiriyor.

ABD’nin uzun dönemli uluslararası önceliklerini belirleyen Ulusal Savunma Stratejisi önemli bir revizyondan geçti. Obama yönetiminden bu yana Çin’den kaynaklanan dış tehdit önceliğine dayanan strateji, artık, anavatan ve Amerika kıtası (“homeland and Western hemisphere”) üzerine odaklanacaktır (Politico, 5 Eylül 2025).

“ABD Anavatanı” ülke içinde ne tür bir tehditle karşı karşıyadır? Trump faşizminin saplantılı önceliği ortada: Göçmenler… Önlenmeli; mümkün mertebe ülke dışına çıkarılmalı; onları destekleyen yıkıcı, aykırı akımlar; yarattıkları asayişsizlik bastırılmalıdır. Göçmen ve Gümrük Örgütü (“Immigration and Custom Enforcement” kısaca ICE), Ulusal Muhafızlar ve gerektiğinde Pentagon, doğrudan doğruya düzeni sağlayacaktır.

Trump bu yöntemi Los Angeles’te göçmen topluluklarına, dayanışmacılarına; başkent Washington DC ve Memphis kentlerinde yaygın, artan asayişsizliğe karşı doğrudan doğruya kullandı. Eyalet Polisi ve yönetimleri devre-dışı bırakıldı. Tüm eyaletlerde de yaygınlaştırmak niyetinde olduğunu açıkladı.

“Çin tehdidini” arka plana atarak Amerika Kıtası’na odaklanmak stratejisinde ise, ABD’nin Latin Amerika’daki hegemonik konumunu sürdürmek kastediliyor. Obama, Biden ve (ilk başkanlık döneminde) Trump’ın Çin’e karşı uyguladığı ekonomik yaptırımlar geri tepmiş; ABD zararlı çıkmış; Çin’in yükselişi önlenememiştir. Sonunda Trump dahi durumu algılamıştır: “Galiba Hindistan’ı ve Rusya’yı Çin’e kaptırdık…” (InfoMoney News, 4 Eylül). Yansıttığı ilkel dış siyaset anlayışı ile tam Trump’a yakışan bir itiraf…

Latin Amerika’da öncelikli hedef: Venezuela

Latin Amerika’da ABD’nin tarihsel hegemonyasını kalıcı olarak tehdit etmekte olan üç ülke var: Küba, Venezuela ve Nikaragua… Küba’da 1959’dan, Venezuela’da 1999’dan, Nikaragua’da 2007’den bu yana siyasal rejimler kökten değişti.

Üç ülkede de iktidara gelen devrimci örgüt ve partiler, yerli ve uluslararası sermayeye iktidar kapısını aralayan siyasal düzeni, başta bunların en “ılımlı” türü olan temsilî demokrasiyi büyük ölçüde veya kısmen halk iktidarı kurumlarına dönüştürebildiler. Üretim ilişkilerinde devrimleri tamamladıkları ölçüde Latin Amerika sosyalizminin ilk örnekleri olarak tarihe geçecekler.

Bu nedenlerle aynı rejimler ABD emperyalizminin öncelikli yıkım hedeflerinin başındadır. İlk ikisi ABD’nin işgal-darbe girişimleriyle karşılaştı. Üçü de ağır ekonomik yaptırımlarla cebelleşmekte; kronik yoksulluğa mahkûm edilmek istenmektedir.

Dünyanın en zengin ham petrol rezervlerini, başka stratejik kaynaklar da barındıran Venezuela ayrıca önem taşır. 1999’da “Bolivarcı devrim” programıyla seçim kazanan Venezuela Sosyalist Partisi çeyrek yüzyıl boyunca iktidardadır. ABD’nin devrim........

© soL