Hacire Ana’nın gerçekleri ve terör sevicileri
Bu topraklarda kadın olmak zordur. Ancak Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu’da kadın olmak daha da zordur.
Çoğu kadın okula gönderilmemiştir. Anadili Türkçe, Kürtçe de olsa okuma yazma bilmedikleri için gelişen ve değişen dünyaya yabancı gözlerle bakarlar.
Çoğu doğar, büyür ve köyünden dışarı adımını atmadan aynı topraklarda ölür.
Kimisi de hasta olduğunda doktor için şehre gelir.
Karda, kışta doğuma giderken yollardacan verir, canından can doğarken.
Ayakkabıları kara lastikten, fistanları pazendendir. Topukları çatlak, elleri nasırlıdır.
Saçları boyalı, tırnakları manikürlü, ayakları pedikürlü, Hermes çantalı,Maybachgözlüklü, doğma büyüme İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirli kadınların bunlardan bihaberdir.
Onlar da ana olur ama dağ köyünün kadını kadar çetin değildir şartları.
Küçük yaşta birkaç bileziğe, kaleşnikof silaha satılırlar babaları yaşındaki adamlara. Baba evinde besleme, koca evinde besleme, Nazım’ın dizelerindeki gibi öküzden sonradır sofralardaki yeri.
Seks onlar için sadece çocuk doğurmaktan ibarettir. Menopoz olup da adetten kesilene kadar doğururlar. Körpecik gelinlerin gençlik yılları hamilelik, süt emzirme ve çocuk bakma ile geçer.
Her şeyi çocuklarıdır. Özellikle erkek çocukları. Varları yokları, bütün malları mülkleri onlardır.
Ne yazık ki, yıllardır ülkemizde devam eden PKK terörü,anaların gözü gibi baktıkları çocuklarını bir bir ellerinden almaya başladı.
Kimi şehit olarak döndü anasına. Ay yıldızlı bayrak dikildi bir göz oda evlerinin damına.
Kimi de terörist olarak gömüldü kimsenin bilmediği bir çukura.
Kimini de PKK kaçırdı dağ başına.
Yıllardır kayıp........
© SiyasetCafe
visit website