menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kamala Harris, başkan yardımcısı için tüm tuşlara bastı: Asker, öğretmen, futbol koçu, avcı, nişancı ve iş bitirici Minnesota Valisi Tim Walz

22 17
07.08.2024

2004 sonbaharı, her sene havalar soğuduğunda grip aşısı olan Amerikalılar için oldukça zor bir dönemdi. İngiltere’deki iki aşı firması üretim hatası şüphesi nedeniyle tedariki kesmiş, ABD’nin ithal ettiği aşı dozu yarıya düşmüştü. Neredeyse bütün eyaletlerde sağlık kurumlarının önünde uzun sıralar oluşuyor, herkes telaş içinde aşı arıyor, parası olanlar çareyi Kanada’ya gidip aşı olmakta buluyordu. Tek bir eyalet hariç: Kanada sınırında bulunan Ortabatı eyaleti Minnesota. Bütün ülkede aşı bulunamazken, Minnesota’nın stoklarında 120 bin grip aşısı vurulmayı bekliyordu. Eyalet yetkilileri özel bir kampanya yaparak insanları aşı olmaya davet etmek zorunda kalmıştı. New York Times muhabiri Gretchen Ruetling’in yaptığı araştırmaya göre bu tuhaf durumun sebebi, ulusal çapta aşı krizi olduğunu duyan Minnesotalıların “aşıya kendilerinden daha çok ihtiyacı olanlara” yer açmak için sıralarından feragat etmeleriydi.

Minnesotalıların, Amerika’nın geneline göre daha “iyi” olduğu inancı sadece böylesine bir aşı krizinde ortaya çıkan bir fenomen değildi. Minnesota Nice (Minnesota İyiliği), Minnesotalıların kibar ve arkadaş canlısı, duygusal olarak çekingen, kendini geri planda tutan, sessiz, dikkatleri üzerine çekmek istemeyen kişiler belirten kültürel bir fenomen. Amerikalılara nazaran daha yardımsever olmakla övünen Kanada’ya komşu olması, kolonicilik yıllarında genellikle İskandinavya ve Kuzey Avrupa’daki sol eğilimli çiftçilerin göç etmesi, kırsal hayatın baskınlığı nedeniyle kolektif dayanışmanın ön planda olması gibi sebeplerden ötürü Minnesota “iyi ve sakin” insanların yaşadığı bir yer olarak biliniyor. Sol fikirlere yatkın bir eyalet. Hatta Ronald Reagan’ın 50 eyaletten 44’ünü kazandığı 1980 seçimlerinde dahi Demokrat Parti’nin adayı Jimmy Carter’a oy verdi. 1984 seçimlerinde ise Reagan, 49 eyaleti kazanırken sadece Minnesota’da birinci olamadı.

1984 seçim haritasında yalnız ve mavi Minnesota, ABD’nin siyasi eğilimlerine tek başına meydan okuyor. Tabii ki bunda Demokrat Parti’nin adayının Minnesotalı Walter Mondale olmasının da etkisi vardı.

Sıcakkanlı ve iyi kalpi olmalarına güvenen Minnesotalılar hakkındaki bir diğer fenomen ise, ilk görüşte karşı tarafa verdikleri güven duygusu. Bu kültürel fenomeni, bu sene doğrulayan kişi ise Biden’in çekilmesiyle kendini bir anda Demokrat Parti’nin 2024 başkan adayı olarak bulan Kamala Harris oldu. Biden’in çekilmesinden ve Harris’i işaret etmesinden hemen sonra 2 hafta içerisinde bir başkan yardımcısı adayı seçme telaşına giren Kamala Harris, Cumhuriyetçi, muhafazakar, merkez seçmenlere ulaşabilecek, kendisine yük olmayacak, kampanyayı hareketlendirecek bir siyasetçi bulmak istiyordu. Pusulayı dengelemek adına bu kişinin beyaz bir erkek olması şarttı. Ekibi Kamala Harris’e kısa bir liste sundu: Ulaştırma Bakanı Pete Buttigieg, Illinois Valisi J. B. Pritzker, Pennslyvania Valisi Josh Shapiro, Kentucky Valisi Andy Beshear, Arizona Senatörü Mark Kelly ve Minnesota Valisi Tim Walz. Önce siyasi danışmanlardan ve Harris’in güvendiği isimlerden oluşan bir ekip, bu 6 isimle Zoom mülakatları yaptı, geçmişlerini didik didik etti. Ardından bu Pazar günü (4 Ağustos), Kamala Harris başkan yardımcıların oturduğu resmi konut Naval Observatory’e son aşamaya kalan 3 ismi özel olarak davet etti: Josh Shapiro, Mark Kelly ve Tim Walz.

Politico’nun kulis haberine göre, Kamala Harris üç adayla baş başa oturdu, uzunca sohbet etti ve 90 gün boyunca birlikte kampanya yapacağı bu siyasetçilerle kimyasının uyuşup uyuşmadığını sınadı. Yoğun bir Pazar gününün akşamında Harris, istiareye yattı ve uyuduktan sonra ertesi sabah karar vereceğini ekibine söyledi. Kamala Harris gün içinde kararını aldı ve akşamında da ekibine açıkladı. “Minnesota Nice” aurasından etkilenmiş olsa gerek ki adaylar arasında en çok Minnesota Valisi Tim Walz’dan etkilenmiş, iki isim daha önce birbiriyle yakın mesai içerisinde olmasa da bu kısa görüşmede çok iyi anlaşmıştı. Bahis sitelerine göre, daha önde gözüken Shapiro, Walz’ın aksine Harris ile iyi bir kimya tutturamamış, kendisini çok fazla överek Harris’in tadını kaçırmıştı. O derece ki Shapiro görüşme sonrasında ekibi arayıp aday adaylığından çekilmek istediğini ima etmiş, adeta sonucu tahmin edip pes etmişti.

Harris kararını açıklamak için dün sabah, Tim Walz’ı aradı. Tim Walz telefon kayıtlı olmadığı için ekranda “Kayıtlı numara değil” yazısını görünce telefonu açmadı, Kamala Harris ikinci kez arayınca yanıtladı ve “müjdeli” haberi öğrendi. Walz önce yakın çalışma ekibine donut ısmarladı, ardından prompter nasıl kullanılır öğrenmeye başladı. Zira daha önce hiç prompter kullanmamış, etkili bir hatip olarak hep doğaçlama konuşmuştu.

Başkan yardımcısı adayını seçmek Kamala Harris’in başkan adayı olarak attığı ilk büyük adımdı. Kimi seçtiğiyle ve kimleri seçmediğiyle ABD’ye önemli mesajlar vermişti. Bu Harris için oldukça kritik bir eşik. Zira siyasete girdiğinden beri kendisine yöneltilen en büyük eleştiri seçmene net bir mesaj verememesi, muğlak bir ideolojisinin ve duruşunun olmasıydı.

Başkan yardımcısı adayı Tim Walz, tüm hayatıyla öylesine bu an için “hazır” biriydi ki Kamala Harris bu kararıyla adeta tüm tuşlara bastı ve Amerikalılara daha önce hiç olmdığı kadar net bir mesaj verdi: “Sizden birine oy verin, Trump’a değil.”

Kamala Harris kimi seçti?

Tim Walz, Amerika’nın ortasındaki küçük bir eyalet olan Nebraska’da dünyaya geldi. Ev kadını bir anne ve eğitimci bir babanın oğlu. Herkesin akraba olduğu 600 kişilik küçük bir kasabada büyüdü. Lisede sınıfın yarısı kuzenlerinden oluşuyordu. Çocukluğundan itibaren kırsal Amerika tecrübesine aşinaydı. Kırsalda büyüdüğü ve kamu kaynaklarıyla okuduğu için devlet için hizmet vermeyi düstur edindi. Öğretmen olmaya ve orduya yazılmaya karar verdi. Kore Savaşı’na katılan babasının da etkisiyle 17 yaşında Ulusal Muhafızlara kaydoldu. 19 yaşındayken babasını akciğer kanserinden kaybetti. Annesi kalan hastane masraflarını ödemek için yıllarca çalışmak zorunda kaldı. Walz, hayata ilk atıldığı andan itibaren sosyal devletin önemini bizzat anlamıştı. ABD ordusunun farklı yapısı nedeniyle daimi olarak askerlik görevinde olmayan Walz, bir yandan belirli aralıklarla top atışı başta olmak üzere askeri eğitim aldı, 11 Eylül’den sonra olduğu gibi belirli konumlarda görevlendirildi; bir yandan da sosyal bilimler alanında lisans eğitimini tamamladı ve öğretmenlik kariyerine başladı.

Çin’den ABD’deki farklı okullara birçok yerde öğretmenlik yaptı, kendisi gibi öğretmen olan eşiyle de bu vesileyle tanıştı. Nihayetinde evlenip eşinin memleketi Minnesota’ya yerleşti ve Mankato West Lisesi’nde coğrafya öğretmeni oldu.

Walz, lisenin popüler hocalarından biriydi. Amerikan futbol takımının da koçluğunu üstlenmişti. Sadece........

© Serbestiyet


Get it on Google Play