menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek?

17 8
22.12.2025

Baskı ve aşağılamaya maruz kalan dindarlar tepki olarak onyıllarca ‘İslamî devlet’ten, ‘İslamî ekonomi’den, ‘İslamî siyaset’ten vesaire bahsettiler. Herşeye bir İslamî alternatif getirme gereği hissedildi. Kibirle, gösterişle başa kakılan bazı Avrupa menşeli nesnelerin tahakkümüne karşı tepki olarak “bunların bize ait versiyonu da var” denildi. Bazan da “sizdeki şu şey var ya, aslında o size bizden geçti” denildi. Aksi durumda İslamda bir eksiklik olduğu vehmine kapılmaktan korktu insanlar. Devredışı kaldıkları her alanda “huzur İslamda” dediler.

Bu herşeye İslamî veya yeşil bir alternatif tahayyül etme refleksi son tahlilde zamanın testine tabi oldu. Dindarlar güçlendi, laf yerine icraat konuşmaya başladı. Bazı şeylerin İslamîsinin olduğu bazı şeylerin de İslamîsinin olmadığı anlaşıldı. Yani bizzat İslamın kendisi bazı şeylerin İslamî yapılmasını lüzumsuz, anlamsız kıldı (kılmaya devam edecek). İslamı bir ideoloji olarak algılayıp herşey üzerinde total(iter) bir kontrole mecbur saymanın bizzat kendisi gayriİslamî bir tutum bile olabilirdi. Bu eziklik reaksiyonunun yerine sükunetli bir okuma konması gerekiyordu. Dindarlar henüz mevcut tecrübenin çıktılarını almış sayılmazlar. Ancak bugün dindarların dünyasında yaşanan ve her toplumda olan yozlaşma ve anomik krizleri İslama veya dindarların köylülüğüne, İslamın barbarlığına yorma çabaları da yine mütehakkim bir konumdan yapılan başkaca sığ okumalardan öteye gidemiyor.

Önceki gün Türkiye’nin en kaliteli akademisyenlerinden biri olan Gökhan Bacık’ın Müslümanların modernleşme sorunları bağlamındaki bir söyleşisini dinledim. Orada verdiği bir örneği burada zikretmek isterim: Bir odada insanların elinde bir balon var, kırmızı bir balon. Onu şişiriyorlar, oynamak için. Şişiriyorlar, sonra biraz daha şişiriyorlar. O kadar ki balon artık oda kadar şişiyor. Yani balon odaya veya odada başka bir şeye izin vermeyecek kadar herşeyleşiyor. Bu çarpıcı örnek, İslamcılığın eleştirisi bağlamında beni yıllar önce Birikim’de çıkan eski bir yazıma götürdü: “İçselleştirilmiş ‘Öteki’lik ve Her Şey Olarak İslâm” (Birikim, Sayı: 113, Eylül 1998).

Herşeyin İslamî versiyonunu iddia etme ve üretme eğiliminin problemli olduğunu anlatan bir yazıydı. Şimdi “odadaki kırmızı balon” örneği bu meseleyi yeniden tartışmak için güzel bir illustrasyon olarak görülebilir: Odada bir balon var. Onu şişirirken ölçüyü kaçırıp onu oda kadar şişirmenin yolaçtığı krizi düşünün. Bu örnekte oda dünya veya hayat iken kırmızı balonu da din olarak düşünebilirsiniz. Yani odada hem balona yer var hem de odada balonun bir yeri var. Ama balon oda kadar buyurse (yani din hayatın her alanına yayılan, empoze edilen, herşeyi kapsayan bir konuma getirilirse) bir sorun var denmek isteniyor. Gerçekten de bu örnekte balonun faydalı kalabilmesi için oda kadar büyümemesi gerekiyor. İslam dünyasında görülen modern çağa uyum sorunları bağlamında anlatılan bu balon meselinin geçtiği söyleşide mealen su tespit yapılıyor: Din dışı alanların özerkliğini imkansızlaştıran bu aşırı kapsamacılık rasyonaliteye izin vermiyor.

Bana kalırsa odadaki balon örneğinde metafor doğru olmakla birlikte ilişkinin tarafları sanki ters tanımlanmış. Müslümanların mevcut halinin........

© Serbestiyet