Heidegger’in Kulübesi’nin Heidegger’in Felsefesi ile ilgisi var mı?
Heidegger’deki tanımlayıcı damar köylülük veya kırsallık mıdır? Gerçekten onun anlayışında köylü felsefenin efendisi midir? Doğaya, köye, kırsala olan ilgisi olsa bile onun felsefesinin bunların hiçbiri ile ilgisi olmayabilir. Heidegger’in köylü veya köylücü olduğu izlenimi analitik felsefenin Heidegger’e obskurantizm atfetmesinin bir sonucu. Adamın biyografisinin onun felsefesine projekte edilmesinin bir sonucu. Fakat yanlış. Heidegger’in doğa ile olan ilişkisi felsefesinin doğa ile olan ilişkisinden kaynaklanmıyor. Şehrin yabancılaşmış felsefecilerinin tersine gidiyor olması da onu köylü yapmıyor. Heidegger’in felsefesi kırsalın değil şehir-altı’nın felsefesidir. Bir açıdan sistem’den yaşamalanı’na iniş, bir açıdan da şehir’den arz’a çekiliş olarak anlaşılmalıdır. Onunki köylülük değil arzlılık (dünyalılık) hali. Heidegger varlığın filozofu değil, alemliliğin filozofudur. Akciğerlerin değil atmosferin, nesnelerin değil zuhur dinamiğinin resmedicisidir. Heidegger’in felsefeyi iskartaya çıkaran radikal tarihselleştirmeciliğini bir taşra isyanı veya doğaya dönüş olarak okumak yanlıştır.
I. Heidegger ilgisini Nazizm sevdası sayma kolaycılığı
Heidegger’e dair yüzeysel nüfuzlarından dolayı kimi klişe tüketicileri, sol-dışı insanların ama özellikle de İslamcıların Heidegger ilgisinin sebebinin sağcılık ve Nazizm olduğunu düşünürler. Heidegger’in bir dönem zamanının siyasetine yenilmişliğine tutunan bu gözlemciler, Heidegger’de bir değer bulan Batılı-olmayan herkesi Nazizm sempatisi ile itham etmek kolaycılığına düşerler. Batının analitik felsefesinin yetersizliğini açığa çıkaran bir felsefi yaklaşıma olan düşmanlık (Heidegger’e olan öfke) ile Müslüman veya dindar düşüncenin temyiz kabiliyetine olan itimatsızlık birleşince İslamcıların Heidegger ilgisini bir felsefi pozisyon olarak görmek yerine bunu bir siyasi hınç ile açıklamak için gerekli bütün teşvik kredileri bulunmuş oluyor.
Ezikliğin projekte edildiği bu kolay ithamlar sadece Türkiye solcusu için değil, Avrupa’da da geçerli. Almanlar bile yıllarca Heidegger’e dokunamadılar, soykırımcıya karşı şereflerini kaybederken tek bir kelime edemedikleri gibi. Ama Fransızlar, Nazilerin mağduru olmalarına rağmen Heidegger’deki felsefenin derinliğini görmekten korkmadılar. Bütün bir yakın dönem Fransız felsefesi Heidegger’in içgörülerinin muhtelif alanlara tercümesinden ibarettir. (Kısa bir liste: Derrida, Foucault ve evet Bourdieu).
II. Heidegger Avrupa dışında neden ilgi görüyor?
Peki eğer Türkiye’deki Heidegger ilgisi bazı kapkaççı analizlerin iddia ettiği gibi Nazicilik sempatisinden kaynaklanmıyorsa, o zaman ne’den kaynaklanıyor?
Marx’ın politik ekonomistler dahil bir bütün olarak felsefeye yaptığı “darbe”nin bir benzerini yapmıştır Heidegger. Aradaki fark şudur: Marx’ın darbesi eşitlik eldiveni giymiş özgürlük yumruğunun niyet ettiği bir bireysiz cemaat darbesidir. Marx yarışmaya katılan bir matematikçi veya problem çözen bir siyaset bilimci gibi heyecanlı bir sorun çözücüdür. Fakat tüm iyi niyet ve adanmışlığına rağmen Marx insana dair yoksuldur. Heidegger’in darbesi ise aklın imparatorluğuna ve bütün bir felsefe geleneğine karşı tüm merkez iddialarını taşralaştıran ve tarihin eline esir düşmüş iradeyi azad eden bir antropolojik darbedir. Heidegger’in yaptığı şey radikal bir tarihselleştirmedir ve Marx’ın felsefeye yaptığının Marx dahil bütün bir felsefi geleneğe yapılmasıdır. Marx Batının bir kısmını diğer kısmıyla dar bir insanlık adına (ve ancak bir Avrupalı tarihsel tecrübe üzerinden) buluşturan bir açılım yaparken, Heidegger bütün insanlık açısından anlamlı ve Avrupalılığa yolu düşmeyen bir derinlikte evrensel bir açılım yapmıştır. (İronik bir sekilde Marx insanlıkçı bir humanist, Heidegger ise gurbete çıkmayan inatçı bir Almancıdır).
Heidegger’in Avrupalı-olmayanlar nezdinde bu denli yankı bulması bu yüzden bir tesadüf değildir. Heidegger’in Avrupa-dışı gerçekliğe Avrupa’dan açılmış bir dil olması onun Avrupalılar(l)a konuşmak durumunda olan dünyanın başka coğrafyalarındaki insanlarca rağbet görmesine yolaçmıştır. Heidegger’de felsefe Avrupalı olmayana konuşabilir hale gelmiştir. Çünkü Heidegger’de........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin